21.05.2020 Cuma
Öfori/ Disfori
"Jungkook buraya neden geldik?"
Jungkook ile geldiğimiz deniz kıyısına bakarken bir yandan da ona bakıyordum. Beni onu beklerken oturduğum kaldırım taşından söke söke çıkarmış ve arabasına bindirmişti. O zamandan beri üzerimdeki uyuşukluk hissi geçmemişti lakin şuan geldiğimiz deniz kenarını görünce ciğerlerime dolan temiz hava ile rahatlayıp kendime gelmiştim yavaş yavaş.
"Denize bakmayı seviyorum."
Oturduğu yere iyice yerleşip elini elimin üstüne koydu ve gözlerime bakmaya başladı.
"Bugünkü işimi söyleyeceğim sana."
"Merak etmiyorum ki." Dediğimde gülümsemiş, elinin üstündeki elimi dudaklarına götürüp öpmüştü. "Senin için deliriyorum."
"Beni bugün kızdırdın."
"Sen de beni kızdırdın."
"Ne bu şimdi?"
"Sevgilim, tartışmayalım."
Bir süre bana bakıp gülümsedikten sonra kolları bedenimi sarmış, saçlarım arasına öpücükler kondurmaya başlamıştı.
"Seni seviyorum.. Seni istiyorum Taehyung."
Yüzüne bakıp ağzımı konuşmak için araladığım sırada beni susturmuştu.
"Bugün sadece beni dinle."
"Sana neden güneşim diyorum biliyor musun?"
"Hayır.."
"Hayatıma doğan güneş ışığını kastediyor ve hayatıma iki kez güneş ışığı doğdu Taehyung."
Gözlerimi gözlerinden çekmeyerek onu dinlemeye koyulmuştum. Hayatına güneş ışığının doğması onu karanlıkta çekip kurtarmış, hissettiği soğuk yerini sıcaklığa mı bırakmıştı? Bunu mu anlamam gerekiyordu buradan?
"İlki annemin kanseri yenmesi ile oldu. Annem kanser ile mücadele ederken babam yüzüme bakmıyordu ve ben yalnız hissediyordum. Zaten annemin hastalığı ruh halimi iyice bozuyordu, kimseden destek alamamak ise daha da kötü yapıyordu durumumu. O zamanlar hayatımın üzerine çöken karanlık, çok korkutucu ve acıydı. Annemin kanseri yendiği gün ise benden mutlusu yoktu, güneşim yeniden ışıldamaya başlamıştı, artık sağlığına kavuşmuştu ve soluk yüzünü yerini canlılığa bırakmıştı. Tıpkı kış aylarındaki çiçeklerin kendilerini ilkbaharda açmaları gibi Taehyung. Annem hayatımdaki ilk güneşti. Ruh halimi ve hayatımı belirleyen tek şey oydu. Güneş olmadan hayat olur mu?"
Ses çıkarmadan kafamı sağa sola salladığımda bana hafif bir gülümseme sunmuştu.
Aklıma gelen şey ile sordum: "İkinci kez demiştin.."
Dediğim şey ile yüzü düşmüş, gözleri dolu dolu olmaya başlamıştı.
"Jungkook.." Diyerek ellerini tuttuğumda tuttuğum ellerimi öptü yeniden.
"Annem.. küçükken hep ellerimi öperdi Taehyung." Dediğinde annesinin artık hayatta olmadığını anlamıştım.
"Nereden bilebilirdim ki o gün annemin sonsuzluğa kavuşacağını? Bana son gününde tüm güzelliği ile bakmıştı oysa, ışığını iliklerime kadar hissettirmişti. Onun sıcaklığı ile son kez kutsanmıştım ben."
Gözünden akan yaşları izlerken ellerime hakim olamayıp silmeye çalıştım.
"Sonra.. sonra seninle tanıştım Taehyung. Sen benim annemden sonra ikinci güneşim oldun. Ve.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm A Mess |Taekook|
Fanfiction/2018-2020/ "...Benimle o kadar güzel oynuyorsunuz ki. Seslerinizi duymaktan bitkin düşmüş durumdayım lakin sizler bu durumuma kulak asmıyorsunuz bile. Sadece yapmam, hissetmem ve söylemem için daha birçok nice şey istiyorsunuz o kadar..."