Adam elini yavaşça bana doğru uzattığı anda Arlo ve Steven yanımda beliriverdi. Hızlıca kapıyı kapatıp derin bir oh çektik. Herkesin gözlerindeki dehşet ve korku o kadar belirgindi ki...
Steven koluma dokunup "İyi misin?" diye sordu. Ona yapay bir şekilde gülümseyip "Evet." demekle yetindim.
Öğrencilerin neredeyse tamamı 'neler oluyor böyle!?' , 'lanet olsun, dışarı çıkmak delilik!' gibi cümleler kuruyordu. Daha fazla dayanamayıp hepsine çarparak müdürün yanına ulaştım.
"Okulun dışarıya açılan başka kapısı var mı?"
"Ha-hayır yok." Diyerek gözlerini zor da olsa gözlerimle buluşturdu.
Müdürün kolundan nazikçe tutup topluluktan uzaklaştırdım. O sırada Arlo'nun bakışları üstümüzdeydi.
"Bayan Baker, öğrencilerin hepsi dehşete kapılmış durumda. Sizin onları sakinleştirmeniz gerek."
Müdür dediklerimi işitmiyormuş gibi bahçe kapısına bakmaya devam etti.
"Bayan Baker!" Diyerek kolundan sarstım.
"Ha? Ta-tamam." Diyerek kafasını silkeledi.
Müdür yardımcısını bulup ona müdürü odasına götürüp sakinleştirmesi gerektiğini söyledim. Müdür yardımcısı erkek olduğu için biraz daha az ürkmüş duruyordu. Dediğimi yapıp müdürün kolundan tuttu ve odasına götürdü.
"Rose!" Diyerek gözlerime dehşetle bakan Jess'e sarıldım.
"Biz de ölecek miyiz?" Diyerek dolu gözleriyle bana bakmaya devam etti.
"Hayır, dışarı çıkmadığımız sürece ölmeyeceğiz." Diyerek elini tutup güven vermek için sıktım. O da başını sallayıp gözlerini bize doğru gelen gruba çevirdi.
"Kızlar, iyi misiniz?" Soruyu soran Steven'dı.
"Fazlasıyla korkuyorum." Diyerek yanıtladı Jess.
"Bu durum göze alındığında, olması gereken bu." Dedim gruptakileri inceleyerek. Elena o kadar duygusuz bir surat ifadesine bürünmüştü ki, korktuğuna emin olmama rağmen bunu asla ispatlayamazdım. Kendini okulun en iyi kızı olarak gördüğünü herkes biliyor olmalıydı. Ben bile bugün gelmeme rağmen bunu anlamıştım. Jason denen kumral çocuk çok fazla etkilenmiş gibi durmuyordu. Suratında hiçbir mimik yoktu. Adeta buz adam gibiydi. Bakışlarımı Arlo'ya çevirmeden onu atlayıp Steven'a geçtim.
"Yardım ettiğiniz için teşekkürler."
"Geç bile kaldık. O an şaşkınlıktan donup kaldım."
"Bu normal. Sorun yok." Diyerek elimle koluna destek verircesine dokundum. O sırada Elena'nın gözlerini üzerimde hissetmemle elimi geri çektim. Onlar sevgili miydi?
Sevgili olsalar tanışma zamanında 'kız arkadaşım' diyerek tanıştırırdı.
İç sesimi onaylayıp Jess'e döndüm.
"Daha iyi misin?"
"Evet." Diyerek gülümsedi.
Bahçede yankılanan ikinci anons ile herkes müdürün sesine odaklandı.
"Herkes konferans salonuna!"
Hepimiz anonsa uyup tekrardan salona geçtik ve yerleşmeye başladık. Müdür geldiği anda eline mikrofonu alıp konuşmaya başladı.
"Herkes dışarıda olanlara bizzat tanık oldu. Artık kimse burdan dışarıya adım atılmayacağını anlamıştır."
Öğrenciler onaylayan ifadelerle müdüre bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolej
Teen FictionÜlkede çıkan salgın sebebiyle belirsiz bir zaman sürecinde okullarında mahsur kalan bir grup öğrencinin gizem, şehvet ve intikam dolu hikayesi. (Kitap devam ediyor) *Kitapta küfür ve cinsel sahneler bulunuyor*