Jason'ın kanlar içerisinde yerde uzanan bedenini şok olmuş bir şekilde seyretmek hepimize acı veriyordu.
Suratı kanlar içerisinde kalmıştı, gözlerini göremiyordum. Vücudu sanki bir bütün değilmiş gibi yere düştükten sonra her uzvu farklı açılarda duruyordu.
O an Jessica'ya asırlar gibi süren kısacık bir bakış baktım. Üzerini aşık olduğu adamın cansız bedeninden sıçrayan kan damlaları kaplamıştı.
Etrafta uçuşan çığlıklar ve bağırışlardan söz etmeye gerek bile yoktu. Herkes perişan bir haldeydi.
O an her şeye sağır olan bir tek ben değildim. Jessica, önünde sonsuz uykuya yatan ilk aşkına benim Jessica'ya baktığım gibi bakıyordu. Belki de daha kötüsü, ne hissettiğini bilmiyordum. Bilmekten korkuyordum. Bu his... Tarifinin olması imkansızdı.
Müdür yardımcısı şoku atlatamamış olmasına rağmen aldığı eğitimler üzerine Jason'ın yerde yatan cansız bedenine koşup bir ümit onu kurtarma çalışmalarına başladı.
Arlo ve Steven'da müdür yardımcısının yanında ne yapacaklarını bilemez bir halde dikiliyorlardı.
Bir türlü kendime gelemiyordum. Jessica hala Jason'un dibinde, ayakta duruyordu ve onu öylece seyrediyordu. Bense Jason'la çatıda olan konuşmamızı zihnimde tekrar ve tekrar seyrediyordum.
Benim hatam mıydı? Onun ölmesi benim suçum muydu? Belki de Elena ile bu kadar uğraşmasaydım Elena da beni incitmek için Jason'ı kullanmayacaktı.
Hatalarımı tartıp durduğum anda Jess'in yere yığılması beni kendime getiren şey oldu. Hızla ona doğru koştum. Bedenini taşımakta güçlük çektiğimi fark eden Steven direktmen yanıma koştu. Jess'i sıkıca kucaklayıp benimle birlikte yatakhaneye doğru ilerlemeye başladı.
" Rose! "
...'' Rose!!! ''
'' Ha? ''
'' Sana sesleniyorum, yüzüğünü okutur musun? Kapıyı açman gerek. ''
Steven'ın dediğini anlayamamıştım. Kafam karma karışık bir hal almıştı.
'' Ha, evet... Evet, tamam. Şimdi açıyorum kapıyı , yüzükle. ''
Çaresizce ceplerimi yoklayıp olmayan anahtarı ararken Stev elimi sıkıca tuttu; dedektöre gösterdikten sonra açılan kapıyı hızla itekleyip Jess'i yatak odasına, yatağına yatırdı.
'' Jessica'nın yanından ayrılma, müdür yardımcısını getireceğim. ''
Stev kapıdan çıkacakken seslendim.
'' Jason ne olac-''
'' Jason öldü Rose. Bunu kabullenmek zorundayız. Başından beri normal davranmadığını biliyoruz, buradayken her saniye dipsiz bir acı çukurunun içindeydi ama o şu an annesi ile birlikte. Ve artık hep mutlu olacak.''
Stev'in burukça gülümsemesinin arkasında sözlerindeki samimiyeti görebiliyordum.
'' Burada bekliyor olacağım. ''
Stev'in odadan çıkmadan önce başıma kondurduğu minik öpücüğü umursamadan Jess'in yanına gittim.
Hissettiği şeyleri tahmin bile etmek istemiyordum.
Jess'in minik ve kırılgan kalbinin Jason'a kısacık zamanda kapılıp gideceğini asla tahmin edemezdim. Yine de Jessica ve Jason'ın bir geleceğinin olabileceğini düşünmüştüm. İkisi de yalnızdı. Jason annesini kaybetmişti, Jess başından beri annesizdi. İkisi de birbirinin yaralarını sarabilirdi. Ama olmadı, Jason acısına yenik düştü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolej
Roman pour AdolescentsÜlkede çıkan salgın sebebiyle belirsiz bir zaman sürecinde okullarında mahsur kalan bir grup öğrencinin gizem, şehvet ve intikam dolu hikayesi. (Kitap devam ediyor) *Kitapta küfür ve cinsel sahneler bulunuyor*