Müdürü öldürmek?
Müdürü öldürmek mi!?
Duyduğum şeyle ufak çaplı bir şok geçiriyordum, o sırada iki kolumdan çekiştirilip tüm öğrencilerin tiksinç bakış ve hakaretleri eşliğinde kolejin bodrum kapısının önüne gelmiştim bile.
"Bırakın beni! Müdürü ben öldürmedim!"
Bağırışlarıma kimsenin kulak astığı yoktu. Meri ve Jess bile yardım edemiyordu bana, birkaç öğrenci onları zorla uzakta tutuyordu.
"Benim bir suçum yok diyorum!"
Haykırışlarım kimsenin umrunda değildi. Anlamıyordum, neden benim müdürü öldürdüğümü düşünüyorlardı ki?
Bodrumun tahta kapısını açıp ardından kilitli olan demir kapıya anahtarı soktular. Hızlıca açtıktan sonra sertçe içeri itildim.
"Bugün polislerle iletişime geçeceğim. Yarın buradan götürüleceksiniz. Bu süre zarfında burada tutulacaksınız."
"Masum olduğunu kanıtlayacağız Rose!"
Kızların birlikte söylediği cümleyi duyduğumda daha da sinirlendim. Onlar dışında kimse bana inanmıyordu. Hiçkimse.
Bodrumun kötü kokacağını, rutubetli olacağını tahmin etmiştim fakat yanıldığımı anladım. Merdivenlerden aşağı inerken sadece ışık olmadığını fark ettim.
Tavan en az iki buçuk metre uzunluğundaydı ve koskoca bodrumda yalnızca küçük bir pencere vardı.O kadar büyük bir yerdi ki, yalnızca pencerenin yansıttığı bir kısım yer aydınlıktı.
Etrafta eski ve yıpranmış kum torbaları, jimnastik için kullanılan minderler ve ne alakası olduğunu anlamadığım birsürü parti eşyası vardı.
"Lanet olsun." Etraftan gelen kısık sesi duymamla çığlık atmam bir oldu.
"Siktir!"
Bodruma hızla göz gezdirirken karanlık bir köşede duvara yaslanmış Arlo'yu gördüm.
"Arlo?"
Arlo'yu görmemle bir anda dün geceki görüntüler gözümün önünde canlandı.
Müdürü öldüren... Arlo'ydu!
Tükürüğüm boğazıma kaçtığı için bir anda öksürmeye başladım.
"Hey, iyi misin?" Arlo'nun gittikçe yaklaşan ayak seslerini duymamla panikliyor ve daha çok öksürüyordum. Bir elimle boğazımı tutuyor, diğer elimiyse duvara yaslamış destek alıyordum.
Yanıma gelip eliyle sırtıma vurmaya başladı.
"Bı-bır-ak"
Öksürüğümü zar zor geçirip hızla elini ittirdim ve ondan çabucak uzaklaştım.
"Yaklaşma bana!"
"Yardım etmeye çalışıyoruum."
"Etme! Uzak dur benden." Cevap vermesini beklemeden merdivenleri birer ikişer çıkıp demir kapının arasından kolumu sokup tahta kapıya vurmaya başladım.
"Açın kapıyı! Bu yaptığınız aptallık! KAPIYI AÇIN DİYORUM!!"
"Boşuna uğraşma, açmayacaklar."
Arlo'nun sesini işitmemle duyduğum korkunun yerini bir anlık öfke sardı. Gözlerimden ateş çıkararak merdivenleri tekrar inip karşısına geçtim.
"Neden öldürdün ha?! Neden o kadını öldürdün aptal!"
"Ben öldürmedim." Dedi sakin bir ses tonuyla. Bulunduğumuz durumda bu kadar sakin olması beni çileden çıkartıyordu. Onun yüzünden buraya hapsedilmiştim ve bize ne olacağı belli bile değildi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolej
Teen FictionÜlkede çıkan salgın sebebiyle belirsiz bir zaman sürecinde okullarında mahsur kalan bir grup öğrencinin gizem, şehvet ve intikam dolu hikayesi. (Kitap devam ediyor) *Kitapta küfür ve cinsel sahneler bulunuyor*