⇝✩ 17

1.2K 94 25
                                    

1,05 k ne demek biri bana anlatabilir mi?😭 öyle olmuşuz da👀




Son ders zili de çaldıktan sonra ne kadar yorgun olsam da koşarak Bay Min'in odasına gitmeye başladım. Bir kaç öğrenci ve bir de Hoseok amcaya çarpıp özür diledikten sonra Bay Min'in odasına vardığımı anlamıştım. Kapıyı bir kaç kez tıklattıktan sonra ses gelmediğini anlamamla odanın boş olduğunu düşünerek içeri girdim. Gördüğüm manzaradan sonra keşke dışarıda bekleseymişim dedim kendi kendime, yada hiç gelmese miydim? Jennie hoca Bay Min'i öpüyordu. Jennie hoca Bay Min'in dudağına yapışarak onu öpüyordu. Kapıyı açmamla ikisinin de gözleri anında beni bulmuştu. Ben de ne kadar istemeyerek de olsa gözlerim dolmuştu.

"B-ben ö-özür dilerim. Ger-gerçekten burada olduğunuzu bilmiyordum. Kapıyı kapıyı tıklattığımda ses g-gelmeyince boş olduğunu düşündüm" Kekelememe lanet ederken hiçbirinin konuşmasına fırsat vermeden odadan çıkıp koşmaya başlamıştım. Koşarak okuldan çıktığımda kalbimin ne kadar hızlı attığını düşünmek bile istemiyordum. Peki ya gözyaşlarım? Onları neden durduramıyordum ki? Bir kaç gündür yaşadığım kötü şeylerden sonra eğer Bay Min'le kalırsam belki bir nevze de olsa rahatlardım diye düşünüyordum ama gördüğüm kadarıyla onun beni umursadığı falan yoktu.

Kendimi boş banklardan birine atarak ağlamaya başladığımda biri hızlı hızlı nefes alarak karşımda dikilmişti. Ellerinin tersiyle gözyaşlarımı silmeye başladığında başımı kaldırarak gözlerinin içine sorgulayıcı biçimde bakmaya başlamıştım. Bilin bakalım kim?

"Jimin neden açıklamama izin vermeden gittin ki?" masum, bir o kadar da suçluluk dolu bakışlarıyla bana bakarken bilmem kaçıncı kez kekeleyerek cevap vermiştim.

"B-ben sizi öyle görünce n-ne yapacağımı bilemedim. Bay Min neden o kadının sizi öpmesine izin verdiniz ki? Yada boşverin Bay Min. ben ben sormadım zannedin"

"Hayır Jimin boşveremem. İzin ver açıklayayım"

"G-gerek yok Bay Min. Ben kızmıyorum ki size. Hem sizin istediğiniz gibi biri olamadığımı biliyorum Bay Min. Ben hep utanıyorum. Siz benim elimi tutarken, bana güzel sözler söylerken hep utanıyorum. Çocuk gibi davranıyorum. Gerçek sevgililer gibi olamadığımız için özür dilerim, gerçekten binlerce kez özür dilerim Bay Min. Bundan sonra istediğinizi yapabilirsiniz. Artık benim çocuksu hallerimi çekmek zorunda da değilsiniz. Zaten okuldaki herkes benimle bir kaç günden fazla arkadaş olmuyorlar. Hepsi davranışlarımdan şikayet edip ayrılıyorlar benden. Bir Taehyung var işte bir de siz varsı- vardınız. Her neyse iyi günler Bay m
Min"

Gözyaşlarımı bu sefer kendim silerken gitmek için arkamı dönerken kolumdan tutup beni kendine çekmişti. Kalbim sıkışıyormuş gibi hissederken elimi serbest bırakmış belimden tutarak daha da yakınına çekmişti beni. Ben de ani refleksle kollarımı göğsüne yerleştirmiştim. Bir kaş saniye burnunu boynuma gömüp soluklanmıştı orada. Sonra ise kafasını kaldırarak gözlerimin içine bakarak konuşmaya başlamıştı.

"Ben sana taa ilk başta ne dedim? Sen diğerlerinden farklısın. Evet çocuk gibi davranıyorsun ama ben senin bu hallerine aşığım Jimin. Utanınca yüzünün kızarması, ellerinle oynaman ve de kekeleyerek konuşman- hepsine aşığım ben. Sen bana istediğimden daha fazlasını veriyorsun. Lütfen hep böyle kal ve asla değişme. Sen benim bebeğimsin. min yoongi'nin pardon Bay Min'in minik bebeği" az önce söylediklerime pişman olacağım cümleleri art arda sıralarken gözyaşlarımı durduramıyordum. Ne kadar konuşmak istesem de yapamıyordum işte. Bir türlü cesaret edemiyordum. Yaşlarımı durduramadığım gözlerimden öperek devam etmişti sözlerine.

English Teacher~ PJM MYG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin