Son kez iyi okumalar..."One Direction - 18"
"One Direction - They don't know about us""Yoongi ben çok yoruldum."
"Bebeğim benim, son iki koli kaldı."
"Ama hep böyle diyorsun..."
Arkadaşlarımızın düğünü ve Ryujin annenin boşanmasının ardından pilanladığımız gibi Amerikaya gelmiştik...
Düğün biter bitmez Namjoon hyung ve Seokjin hyung ise bize yerleşmişlerdi. Aslında bunu ben istemiştim babamın yalnız kalmaması için. Zaten Jin hyung tüm günü bizdeydi, onun için sorun olmazdı ve Namjoon hyung da kocam nereye ben oraya deyince herşey çok çabuk halloldu...
Park Jihyun... ondan ayrı kalmak gerçekten çok zordu, ama şanslıyım ki anlayışlı bir babam var.
Nerede yaşamanın hiçbir önemi yok, neresi seni mutlu edecekse oraya git, oğlum. Hatta okyanusun öbür tarafı bile olsa, ki zaten orası. Her neyse duygusala bağlamayacağım. Ayda en az bir kere yanınıza geleceğim için buna gerek yok bence...
Bir kaç ay sonra benden sıkılmazsınız değil mi oğlum? Bak bu beni hiç ilgilendirmiyor tamam mı? Babayım ben baba. Kapıdan kovsanız pencereden hoop diye atlarım.
O benim bu hayattaki en büyük varlığımdı. Onun sayesinde nefes alabiliyor, onun sayesinde yürüye, hatta koşabiliyordum. Keşke o da bizimle gelseydi. Ki zaten bunu da teklif etmiştik. Anne, baba, iki tane de oğul gül gibi geçinip giderdik işte. Ama Bay Park'ın değimiyle, şirketleri o olmadan iki güne batarmış.
Taehyung ve Jeongguk'a gelecek olursak, ailelerine sevgili olduklarını açıkladıkları zaman pek de olumlu cevaplar alamamıştılar. Ama bu onların birlikte olmalarına asla engel olamazdı. Evet aile önemliydi, herkes gibi onlar da babalarından, annelerinden, kardeşlerinden destek görmek isterdiler, ama bu durumda imkansız gibi gözüküyordu...
İkisi de okullarını dondurarak Norveçe gitme kararı almıştılar. Şimdi de orada mutlu mesut yaşıyorlardı.
Gelelim bize...
Yoongi'nin değimiyle çocuk gibi evimden ayrılmam diye tutturunca ikimiz oraya yerleşmiş, annemiz için ise tam karşıda bir ev satın almıştık. Aslında Ryujin anne bunu kendisi istemişti baş başa kalabilmemiz adına. Ayrıca her gün gelip yoklama yapacağını da önceden belirtmişti. Şimdi o bizim evimizde sıcak kahvesini yudumlarken Yoongi ve ben de kalan eşyaları eve yerleştiriyorduk.
Terden alnıma yapışmış saçlarımı ellerimle geriye atarak siyah kirpiklerim arasından Yoongi'ye öldürücü bakışlarımı yolladım, nefesimi düzene sokarak son iki koliden birini aldım ve tekrar asansöre yöneldim. O da kalan son koliyi alarak arkamdan geldi. Bileğine geçirdiği saç tokasını alarak ellerini havaya kaldırdı ve "bebeğim saçlarını toplamama izin ver" dedi. Ben ise ellerini ittirerek "git başımdan tüm ağır eşyaları bana taşıttın zaten" diye sitem ettim. Aslında ağır kolileri kendi taşıyordu, ama bu gün nedensizce huysuzluk yapacağım tutmuştu.
"Hele bir eve gidelim, rahatlatırım ben seni." Asansörün kapısı açılırken dişetlerini gösterecek şekilde güldü ve göz kırparak koliyi güçlü kolları arasına aldı, asansörden indi. Ben de onun arkasından ilerledim.
Son eşyaları da yerleştirdikten sonra nefesini düzenleyerek yanıma geldi. Bir elini belime sararak diğeriyle gözlerime gelecek şekilde uzanan saçlarımı geriye attı ve aramızdaki mesafeyi neredeyse sıfıra indirdi. İnce dudaklarını dudaklarıma değdirerek konuşmaya başladı. "Bu gün sonunda yalnız kalabileceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
English Teacher~ PJM MYG
Fanficİngilizce öğretmeni Min Yoongi öğretmenliğinin ilk gününde derse geç kalan, sınıfa yuvarlanarak giren ve sonrasında üstü başı berbat hale düşen öğrencisi Park Jimin'e o gün aşık olur. Lakin bunu tam iki yıl ondan saklar. Texting 12.4.20 ▪ 14.8.20