⇝✩ 10

1.8K 122 52
                                    

"Oğlum bak, doktor da söyledi bir iki gün daha dinlenmelisin. Lütfen baba sözü dinle. Müdürle konuşurum ki ben. Hadi gir şu yatağa artık" babam yatağımın yanında gezinerek bilmem kaçıncı kez aynı sözleri söyleyip duruyordu.

"Ama babacığım, neden beyin ameliyatı geçirmişim gibi davranıyorsun ki?! Ufak bir zehirlenme sadece. U-fa-cık. Lütfen çık da giyineyim artık" cevap verdikten sonra ellerimle sırtına yapışıp odadan itmeye çalışıyordum. "Babaaa çok ağırsınn git artık. Kapıyı kitlesen pencereden kaçarım biliyorsun"

"Öf be tamam gidiyoruz" kapı kapandıktan sonra tekrar mı açılmıştı?! "Şey oğlum Seokjin de seninle derslerine girsin mi ha? Zaten minicik adam ne olacak ki ha? Öğretmenlerinle konuşurum ben"

"Minicik mi? yok daha neler. Benimle karıştırdın sanırım... Baba çık artık gözünü sevdiğim bak karşında üstsüz durmak zorunda kalıyorum. Chim chim soğuktan donuyooor" sonunda söylene söylene çıkmıştı odadan ama gel gör ki sevgili babacığım bir türlü susmuyor.

"Chaeyoung! Gel şimdi de sen devam et. Ben yaşlı halimle yapamıyorum artık" e be adam ne uğraşıyorsun ki...

"Siz ne yaparsanız yapın o okula gideceğim!" noona gelirken bağırmış ve bir de dil çıkarmıştım. Bana ne onlar da rahat bıraksınlar. Sonuçta çocuk değilim yada öyle miyim? Her neyse konumuz bu değil.

Sonunda ikisi de yorulup gitdiler. Ben de rahat rahat giyinip saçlarımı da özenle şekillendirdikten sonra mutfağa adımlamaya başladım.

"Bizim zamanımızda böyle değildi. Eğer baba olmaz diyordusa çocuk ikinci kez o şeyi asla dile getirmezdi. zamane gençleri işte" noona'ya dert yanarken beni görmesiyle sırıtmaya başlamıştım.

"Gel bücür gel, bu né okul aşkı bilmiyorum, Chaeyoung. Hasta haliyle bu kadar istekli olduğuna göre."

"Artık kim varsa o okulda" noona sende mi ya?

"Kim olacak ya işte bizim taehyung var, hoseok amca va." bari lafımı bitirseydim de öyle linçlenseydim.

"Bay Min vaar. Var oğlu var" tamam da iki gün önce adamı gülmekten kırıp geçirirken öyle demiyordun sevgili babacığım huh?! Ha bu arada bay Min vurguyla söylenmişti.

Elimi karnıma götürerek doyduğumu mırıldandıktan sonra üstümü giymiş ve çantamı da alarak evden çıkmıştım.

Babamgile iyi günler demeyi de ihmal etmemiştim yani. Akıllı Chim chim sonuçta .

Yaklaşık on dakika süren yolun ardından okula varmıştık. Arabadan inerek Seokjin hyung'a da iyi günler dedikten sonra okulun yolunu tutmuştum. Sınıfa vardığımda yine erken geldiğim içim Taehyung'u görememiştim. E be çocuk bir defa da zamanında gelsen ölür müsün? diye iç geçirirken dışarıdan Taetae'nin sesini duymuştum. Kapıya ilerlediğimde yine Jeongguk ile kavga etdiyini gördüm. 'Siz evlenin ya'

Kollarından çekiştirerek ikisini de sınıfa sokmuştum sonunda.

"Bakın gerçekten soruyorum, bıkmadınız mı kavga etmekten? Anlamak bu kadar mı zor? İkimiz de bir birinize deliler gibi aşıksınız işte. Kabul edin, siz de kurtulun ben de" Hasta halimle kendimle uğraşıyorum ama bunlar hâlâ susmuyor?! Help me God

"Ne?" demişti- pardon bağırmıştı ikisi de aynı anda. Gözümün önüne Yoongi hocayla olan o garip anımız gelmişti. O iki yıl kadarcık beklese de ben hemencecik itiraf etmiştim. Dikkat ederseniz artık 'bay Min' demiyorum. Çünküüü bay Min onunla bu kadar resmi olmamı istemiyor. Her neyse. İlk Taehyung'un kolundan tutarak yanıma sonra da Jeongguk'u tutarak Yugyeom'un yanına oturtmuştum. Ee benim de bir pilanım vardı tabiiki de. Yugyeom'un Gguk'a ilgisi olduğunu aptal Gguk haricinde herkes biliyordu. Tabii Taehyung da.

English Teacher~ PJM MYG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin