Merhaba ben Mina. Küçük yaşta anne ve babam beni bir yurda bırakıp gitmişler. Artık bunu söylerken eskisi kadar canım yanmıyor. Çünkü insan zaman geçtikçe acılarına alışıyor. Ne kadar zor olsa da ben alıştım. Anne ve babam beni 6 yaşımda bu yurda bırakıp gitmiş. Bunu ilk öğrendiğimde kendime yedirememiştim. Ne yaptım da beni bırakıp gittiler diye sürekli düşünüyordum. Çocuk aklımla şuan düşünmüyorum bile istememişler ve bırakmışlar. Neyse biraz kendimden bahsedeyim. Ben Mina Atay. Kendimi asla güzel bulmuyorum. Sarıya dönük saçlarım, kahverengi gözlerim, kısa bir boyum var. Her ne kadar arkadaşlarım güzel olduğumu söylese de ben kendimi güzel bulmuyorum. Kaldığım yurtta arkadaşlarım olmasa kesin kafayı yerdim. Bir odada altı kişi kalıyoruz. Kevser, Erva, Azra, Sultan ve Dilara. Onlar olmasa bu yurt çekilmez. Kısaca onlardan da bahsedeyim. Kevser çok cana yakın bir insan ama bir o kadar da asabi aynı benim gibi sürekli kavgalara karışan bir tip bu yüzden ona bayılıyorum. Erva çok sessiz sakin bir insan çok iyi kalpli tertemiz bir kız kavgalardan da uzak duruyor:). Onu da çok seviyorum. Azra fecii atarlı kıskanç bir insan ama kıskançlık konusunda kendine engel olamıyor. Ama içinde çok enerjik çok tatlı bir kız yatıyor. Biz onu böyle seviyoruz. Sultan çok güzel, her mutsuz anımızda bizi güldüren ağladığımızda güldüğümüzde yanımızda olan bir o kadar da inatçı bir güzellik. Seviyorum bu kızı ya. Dilara her zaman olaylara pozitif yönden bakan, içinde ki çocuğu yaşatan, neşeli tatlı bir kız. Onu da çok seviyorum. HEPSİ İYİ Kİ VAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hayatımız
RomanceKarantina da sıkıldığım için böyle bir kitap yazmaya karar verdim. Karakter isimleri gerçek kişiler. Umarım beğenirsiniz. Destek olmak için takip eder misiniz?