Dün ki yorgunluğumuzla gece boyu hiç kalmadan ölü gibi uyumuşuz. Sabah alarm çalmasaydı hiç birimiz uyanamayacaktı. Alarmın sesine gözlerimi hafifçe araladım. Erva alarmı kapatmak için ayağa kalktı ve lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Odaya geri döndüğünde henüz kimse uyanmış değildi ya da benim gibi uyanmışlardı ama kalkamıyorlardı.
- Günaydın kızlar kalkmayı düşünüyor musunuz? (Erva)
- Hayıııııııııııır.
- Hadi Mina bari sen kalk şunları uyandıralım. (Erva)
- ooooffff tamam yaa. dedim ve ayağa kalktım.
Aramızda en derin uykusu olan Kevser ve onu tek uyandırabilen de ben olduğum için Kevserin yanına gittim. Ama onu kaldırabilecek güç bugün bende de yoktu çok yorgun hissediyordum. Birazcık ta Kevser'in yanında yattım. Sonra bir anda bir güç geldi. Kalktım ve Kevser'i de uyandırdım. Kevser ile beraber lavaboya gittik. O hala tam anlamıyla uyanamamıştı. Yüzümü yıkarken ona azıcık su fırlattım sonra o bana ben ona derken tam bir su savaşına döndü olay. Sabah sabah uykumuz açıldı. Sonra odamıza girip okul üniformalarımızı giyip yemekhaneye indik. Bizim kızlar çoktan inmişti bile. Hemen sıraya girip azcık menemen azıcık peynir ve çay alıp masaya geldim. Saçlarım sabah ki su savaşından dolayı hafif nemliydi Kevser'de aynı şekilde. Yurttan çıktık ve okula doğru yol aldık. Sultan tekrar çocuğu görebilme umudu ile dolup taşmıştı. Dilara, Erva, Kevser, Azra ve ben normaldik. Tamam ya belki bende de azıcık bir heyecan olabilir. Ama sadece arkadaşız. Ben bunlarını düşünene kadar okula geldik. Bahçe de gözlerim Ege'yi aradı ama yoktu gelmemiş miydi, belki de sınıftadır. Sınıfa çıktığımızda kısaca sınıfa da göz attım. Ege en arka sırada arkadaşlarıyla telefondan oyun oynuyordu. Yüsra ve arkadaşlarına gözüm kaydı. Yanlarında bir kız daha vardı. Esmer, benimle aynı boyda gibi duruyordu gayette güzeldi. Yüsralara selam vermek ve yanlarında ki kızla tanışmak için yanlarına giderken bir baktım ki arkamdan bizimkilerde geliyor. Hep beraber yanlarına gittik.
- Günaydın kızlar.
- Günaydın. (Yüsra, Ayşenur, Ahsen, Zeynep ve esmer kız hep bir ağzıdan)
Sonra bir müddet sessizlik oldu sessizliği bozan Ayşenur oldu. Bizi esmer kızla tanıştırmak için söze girdi. Hepimizin ismini tek tek saydı.
- Mina, Kevser, Erva, Azra, Sultan ve Dilara.
- Merhaba ben de Yaren. Tanıştığıma çok sevindim.
" Bizde öyle" diyerek söze ben girdim.
- Dün neden gelmedin Yaren.
- Dün kendimi çok rahatsız hissediyordum. Okulun ilk günü okula gelmemekte bir garip geldi açıkçası bugünde halsizlik var ama gelmek istedim. Aslında bugünde raporluyum.
- Ben senin yerinde olsaydım gelmezdim. (Azra)
Bunu diyen tabii ki de Azra'ydı. Sonra zil çaldı ve hepimiz yerlerimize geçtik. Ders matematik ve ben gerçekten matematikten nefret ediyorum u dersi seven biri var mıdır acaba? Benim tanıdığım hiç bir kimse sevmiyor da. Matematik öğretmenimiz çok cana yakın birisi çok tatlı bir kadın. Ama yanlış dersi seçmiş matematik nedir ya. O kırk dakika o kadar yavaş geçti o kadar yavaş geçti ki anlatamam sanki akrep ve yelkovanı ben itikledim. Sonunda zil çalabildi. Bizde hep beraber kantine indik. Kantin baya bir doluydu. Ama çok susamıştım o sıraya girmek zorundaydım. Kızlar beni kantinin önündeki masalarda oturarak beklerlerken bende kantindeki sıraya girdim ne tesadüfse önümde de Ege vardı. O derece yakındık ki parfümünün kokusu çok güzel geliyordu. Sanırım sarhoş olucam. Sonra arkasına döndü ve beni gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hayatımız
RomanceKarantina da sıkıldığım için böyle bir kitap yazmaya karar verdim. Karakter isimleri gerçek kişiler. Umarım beğenirsiniz. Destek olmak için takip eder misiniz?