0.9

192 29 43
                                    

"Merhaba ONCE,

Özledim sizleri biliyor musunuz? Aynı zamanda da kırdım biraz. Çünkü bugün size bir anı anlatmak yerine bugün yaşadığım bir şeyi söylemek istiyorum.

Bugün Jungkook'un ölümünün 2.yıl dönümü..

Yani ben bunu yazarken öyleydi, siz bunu bulduğunuz da kaçıncıdır bilmiyorum. Bugüne özel bana gelen çok güzel mesajlar vardı, bunun için sizlere çok teşekkür ederim. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadınız, daha doğrusu bizi...

Emin olun o bunları görebilseydi tahmin edeceğinizden daha fazla sevinirdi. Sizleri çok seviyor biliyorsunuz, benim gibi...

Bu mektup özel çünkü bunları yazarken hem Jungkook'un ölüm yıl dönümü, hem daha demin bitirdiğim v-live canlı yayınında aldığım -iyi, kötü- mesajlar ve benim sizleri bırakıp gidecek olmamın planlarını yaptığım gün.

Biliyorum üzüldünüz, hem Jungkook hem ben... Bu sıralar iyi değildim, rüyalarıma giriyordu hep ama bugün öyle bir şey yaşadım ki bunları bile şok içinde yazıyorum..

Biliyorsunuz ben genelde netizenlere pek aldırmazdım bu yüzden de kendimi v-live dan gelecek her türlü mesaja karşı hazırlamıştım fakat hiç tahmin etmeyeceğim bir şey oldu. Bugün bana Jungkook'un telefon numarasından 'özlüyorum...' diye bir mesaj geldi. O öldükten 1 sene sonra hattını atmıştım, bana kötü hissettiriyordu, sanki ona mesaj yazsam bana cevap verecek gibi hissediyordum, bu nedenle telefonuyla beraber onu çöpe atmıştım. Gelen mesajla ne yapacağımı bilemedim. Canlı yayında olduğum için bir tepki de veremiyordum. O yüzden siz once ları merakta bırakarak hızlıca canlı yayını kapadım.

Özür dilerim ama nedenini şimdi öğrendiniz işte...

Kimse yoktu etrafımda, üyeler de dahil. Koskoca evimde yalnız kalmıştım. Öyle istemiştiler, beni onunla baş başa bırakmak için..

Canlı yayını kapatıp hızlıca mesajlar bölümüne girdiğimde ise gerçek olan şeyle karşılaştım. Onun hattını dışarı attığım günden yaklaşıp 2 ay sonra bana düzenli olarak mesaj atılmış. Hepsi de ondan. İnanamıyordum. Bunların gerçek olmasını diliyordum evet ama o ölmüştü, o ölmüştü işte, nasıl olurdu bu?

Ve bakın mesajlar da şöyle;

(9 ay önce)

*Seni özledim..

(9 ay önce)

*Ne zaman yanıma geleceksin?

(8 ay önce)

*Seni bıraktığım için mi kızgınsın bana?

(7 ay önce)

*Seni gerçekten çok seviyorum..

(6 ay önce)

*Hala beni affetmiyor musun?

(5 ay önce)

*Burada hep seni arıyorum. Lütfen artık gel!

(4 ay önce)

*Onları bırakmak bu kadar mı zor? Çok mu seviyorsun?

(3 ay önce)

*Hala gelmedin, peki! Sen bilirsin..

(2 ay önce)

*Vazgeçmek üzereyim.

(2 ay önce)

*Neden cevap vermiyorsun?

(2 ay önce)

*Her ay için 1 tane mesaj atma hakkım var ama buradaki bazı arkadaşlarım sevdiklerine kavuştu ve haklarını bana verdiler. Lütfen hadi artık!!

(1 ay önce)

* Vazgeçiyorum..

(Şimdi)

*Olmadı, yapamadım, sensizlik çok zor.

*Özlüyorum...

Bu mesajları aldım bugün, Jungkook'un numarasından.. Ağlıyordum tüm gece, ölmemiş olmasını ümit ediyordum.. Bana şaka yaptığını söylemesini istiyordum, beni affetmesini ve bu vicdan azabından bir an önce kurtarmasını istiyordum...

Numarayı hemen çevirip aradım, aylardan sonra böyle bir mesaj aklımı uçurmuştu, düzgün düşünemiyordum.

Telefon açıldığında ve 'sonunda' diye bir ses duyduğumda beynimden vurulmuşa döndüm.

Çünkü bu o değildi..

Lanet olsun! Evet bu o değildi,

Yinede o olmasını istedim, konuşamadım..

Gözlerimden oluk oluk yaşlar akarken hattın karşısındaki bana 'Sulli' diye bağırıyordu! Doğru ya o da maalesef aramıza seneler önce veda etmişti. Anlamıyordum!! Neydi şimdi bu?

Sanki her şey üzerime üzerime geliyordu. Sesini kulaklarımda hissediyordum.Telefonu hızla yere atıp ayağımla parçaladım. Kriz geçiriyordum sanki, her yerden onun sesi geliyordu. Kafayı yiyecek gibiydim çünkü günlerdir rüyama giriyordu ama sesini hiç bu kadar yakınımda hissetmemiştim.

Bana 'özledim' diye bağırıyor kulaklarımda çınlıyordu sesi adeta.

Ve sonra,

ve sonra silüetini gördüm onun, beyazlar içindeydi, tam kalbinin ortasında ise kurşun izi..

Ölümüne neden olan kurşunsa benim önümdeydi.. Bir anda elimde bir silah belirdi. Yaşıyordum bunları evet, rüya olamayacak kadar gerçek ve dehşet vericiydi..

Göz yaşlarım durmadan akıyor, elimdeki silah istemsiz Jungkook'u hedef alıyordu..

Hayır ben yapmamıştım, onu ben öldürmemiştim!!!

Kurşun silahta yerini alıp büyük bir gürültüyle patladığında yine aynı yere saplanmıştı, önümde yere düşmeden önce ise söylediği son şey; "Seni seviyorum." olmuştu.

Göz yaşlarım hızla akmaya devam ederken bağıra çağıra ağlıyordum ama sesim çıkmıyordu, hareket edemiyordum. Gözlerimi hızla açıp kapadım ve rüya olmasını diledim ama geçmiyordu, o an gözümün önünden silinmiyordu..

Jungkook gözlerini kapayıp sonsuzluğa ulaştığında ise elimdeki silah ve onunla beraber yerdeki kanları da yok olmuştu.

Kendime geldiğimde ise başımda üyeler beni bekliyordu.

Meğer yine kriz geçirmişim...

Kendime gelmek ve bunun bir kabus olduğunu kendime kabullendirmek için yüzümü yıkadım.

Yıllardır rüyalarıma giriyordu evet ama hiç bu denli dehşet verici olmamıştı.. Benim yüzümden ölürken söylediği son söz 'seni seviyorum' olmuştu ve ben işte bu yüzden ölmeyi diledim.

Özür dilerim, ONCE...

Böyle birisi olduğum için, onun ölümüne sebep olduğum için, onu çok sevdiğim için...

özür dilerim..."

1104

count the stars || tzukookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin