"Merhaba ONCE,
Özledim sizi... Bugünlerde hayatım yolunda gidiyor, kabuslarım dışında. Kendimi toparladım ve geri döndüm. Yeni cb de bende varım bu yüzden bugün olabildiğince sevgi doluyum. Yayınlanan teaserlarımın altına o kadar güzel yorumlar gelmiş ki...
Beni çok mutlu ettiniz. Biliyordum ben ONCE'ın beni bırakmayacağını.
Neyse bugün sizlere ne anlatıcam bilin bakalım, sürprizi kaçmasın, toplanın...
08.10.2020
Jungkook ile barışmamızın üzerinden baya bir vakit geçmişti. Çoğunlukla benimle konuşmaya çalışmıştı fakat ben onu reddetmiştim. Sasaeng'im yüzünden oldukça gergin olmam yetmiyormuş gibi birde bu konunun Jungkook ile alakasını öğrenen Army'ler beni linçlemeye başlamıştı. Üyelerim sayesinde ayakta duruyordum diyebilirim.
Mina unnie artık bizimleydi, yeniden Twice olmuştuk bu yüzden mutluyduk. Ulusun grubuyduk daha ne olsun?
Umarım hala ulusun grubusunuzdur Twice... Ben gittim diye salmayın kendinizi, daha çok sarılın birbirinize ve güçlenin. Fiziksel olarak yanınızda olamasam da kalben sizinleyim. Bunu bilin ve yeniden K-Pop'a hükmedin..
Once biliyorsunuz biz idoller her an her yerde tanınabilme potansiyeline sahiptik bu yüzden çokça tek başımıza dışarı çıkamıyorduk. Bu yüzden bugün anlatacağım olay şirketimizde gerçekleşti.
O gün kareografi çalışmak için erkenden şirkete gelmiştim. Üyelerim fazla yorgun oldukları için öğleden sonra geleceklerini söylemişlerdi ben de henüz eksikliklerim olduğu için erken gitmeyi tercih etmiştim.
Şirkete girerken kapının önünde BİGHİT'in arabasını gördüm. Kuşkulanmıştım fakat Park Jinyoung pd-nim ve Bang Shi-Hyuk yakın arkadaşlardı bu yüzden pek fazla dert edinmeden içeri geçtim. Stajyerler beni selamlarken bende güler yüzle onlara karşılık veriyordum.
Nihayet pratik odalarının oraya gelmiştim. Fakat içeriden gelen ses bir erkek sesiydi. Hatta 1 değil daha fazla. En kötüsü de sanki sesler tanıdıktı.
Tahminlerinizin üzere bunlar BTS grubunun üyeleriydi. Kapıyı açıp açmamakta kararsız kalmıştım fakat sonuç olarak burası bizim şirketimizdi ve bizim odamızdı.
Hızla kapıyı açarak içeri girdim. Tüm gözler benim üzerime kilitlenirken arkadan çıkan Jungkook ile olduğum yerde kaldım.
Kendime ne kadar itiraf edemesem de seviyordum işte onu, onun yanında hızlanan kalbime engel olamıyordum.
RM, "Hoşgeldin Tzuyu! Geç otur!" demişti bana. Baş selamı vererek yanlarına ilerlediğimde birazda kızgındım aslında. Kimin mekanında kime racon kesiyorlar diye.
"Siz- neden buradasınız?" Dayanamayarak sorduğum soru üzerine Jimin başını kaldırmış, cevap vermişti. "Bilmiyor musun MAMA için ortak sahnemiz var. Mina söylemiş olmalıydı."
Evet Mina unnie söylemişti söylemesine de yalnızca Jimin ve Namjoon'un geleceğini biliyordum. Burada onlara ek Taehyung ve Jungkook da vardı.
Gülümsemeye çalışarak tıslarcasına konuştum. "Jimincim. Ben yalnızca senin ve RM'in geleceğini biliyordum. Tamam yanınızda bunlar da gelmiş olabilir ama neden bizim pratik odamızdasınız? Bizim de çalışmamız gerekiyor ve ben şu an çalışamıyorum." Hızlıca konuştuklarıma karşılık Tae oturduğu yerden kalkmış bana odaklanmıştı.
"Ne yani yoda, sen şimdi bizi buradan kovuyor musun?" Bana takma adımla seslenmesine her ne kadar uyuz olsam da onu takmadım ve, "Evet kovuyorum. Lütfen stajyerlerin çalışma odasına gidin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
count the stars || tzukook
Fanfiction"Merhaba ONCE, ben Tzuyu! Size şimdi anlatacaklarım benim ve her şeyim olan Jungkook'un hayat hikayesi." *Dikkat! Bu kitap tamamen hayal ürünüdür. Hikayede geçen hiçbir şey gerçeği yansıtmamaktadır. *TAMAMLANDI. DÜZENLENDİ." İlk bölüm yayın tarihi:...