0 günlerde gazeteler San Quentin Hapishanesi’nden kaçan azılı bir mahkûmu yaza
yaza bitiremiyorlardı. Kana susamış bir adamdı bu. Toplumun elleri kabaydı ve
adam da kaba saba biri olup çıkmıştı. Canavardan farksızdı şimdi. Evet, insan
kılığında bir canavardı, daha doğrusu yırtıcı, hunhar bir canavar.
San Quentin Hapishanesi’nde yatmakla uslanmamıştı. Ceza meza vız geliyor,
bildiğinden şaşmıyordu. Son nefesine dek delice kavga edebilirdi, ama dövülesövüle yaşamaya katlanamıyordu. Azgınlaştıkça azgınlaşıyor, toplum da ona karşı
daha amansız bir tutum takınıyordu, bunun sonucunda daha azgın, daha kudurgan
bir yaratık olup çıkmıştı. Deli gömleği, açlık, dayak, bütün bunlar Jim Hall’i
yola getirecek türden cezalar değildi. Çünkü kendini bildi bileli itilmiş
kakılmış, kıyasıya cezalar görmüştü. San Fransisko’nun kenar mahallelerinden
birinde henüz küçük bir çocukken, yani toplumun elinde istenilen biçime
girebilecek yumuşak bir maya yığınından ibaret olduğu günlerde, yine aynı tür
davranışlarla karşı karşıya kalmıştı. Tutukluluğunun üçüncü yılında tıpkı
kendisi gibi canavar ruhlu bir gardiyanın eline düştü.
Gardiyan Jim’e tırnağını taktı, yapmadığı kötülüğü bırakmadı.
Ona olmadık karalar çaldı, işkence etti. Gardiyanın belinde bir tabancası,
elinde ise bir anahtar destesi vardı. Oysa Jim Hall'in çıplak ellerinden ve
dişlerinden gayrı hiçbir silâhı yoktu. Bir gün gardiyanın üstüne çullandı ve
tıpkı yırtıcı bir canavar gibi dişiyle tırnağıyla parçaladı adamı.
O günden sonra Jim Hall'i tek başına azılı suçlular hücresine tıktılar. Üç yıl
kaldı bu hücrede. Zindanının tavanı, tabanı, duvarları demirdendi. Dışarı
çıkmasına bir an bile izin verilmiyordu. Üç yıl boyunca ne gökyüzünü gördü, ne
güneşi. Bu karanlıkta gecesi gündüzüne karışmıştı. Demirden bir mezara diri diri
gömülmüştü sanki. Ne bir insan yüzü görüyor, ne de birisiyle iki çift lâf
edebiliyordu. Yemeğini kapı altındaki küçük bir delikten içeri sürdüklerinde
vahşi bir hayvan gibi homur homur homurdanıyordu. Her şeye düşman kesilmiş,
içini nefret bürümüştü. Günler geceler boyunca haykırarak ateş püskürdü. Kimi
zaman da haftalarca aylarca kabuğuna çekilir, ağzını bıçak açmazdı. Gözünü kan
bürümüş azgın bir canavardı Jim Hall.
Ve bir gece olanlar oldu, Jim Hall kaçtı. Hapishane Müdürü böyle bir şeyin
olanaksızlığından dem vururdu ama, hücre bomboştu işte. İçerde yalnızca
gardiyanın cesedi yatıyordu. Hapishanenin dış duvarından kaçmadan önce yoluna
çıkan iki gardiyanı daha öldürmüştü. Ses çıkmasın diye elleriyle boğmuştu
adamları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Diş
General FictionSınav hikayesi olduğu için paylaştım.. Yarı kurt,yarı köpek olan Beyaz Diş'in Maceraları