Beyaz Dis her geçen gün yeni yeni deneyler kazanıyordu. Kiche baglı oldugu yerde
oturadursun, o kampı bastan asagı gezip tozuyor, çevresindeki seyleri ilgiyle
inceliyor, yeni bilgiler ediniyordu. Kısa zamanda ögrenmisti insanoglunun huyunu
suyunu, onlara ayak uydurabiliyordu artık. Ama onlara alıstıkça insanogluna
duydugu saygı azalmak söyle dursun daha da pekisiyor, üstünlüklerini daha iyi
anlıyordu. Onları tanıdıkça, gizemli güçlerine tanık oldukça büsbütün büyüyordu
gözünde.
Beyaz Dis nsanoglunun elinden kaçamayacagını anlıyordu. Bu insanlar daha ilk
seslenislerinde nasıl ki Kiche hemen söz dinleyip boyun egmisse, kendisi de
itaat etmeyi hemen ögrendi. Kendisine istedikleri gibi davranmalarına göz yumdu.
Yolu üzerine çıktıklarında hemen kıyıya çekildi, yanlarına çagırdıklarında hemen
kosup gitti. Tehditler savurup azarladıklarında oldugu yere büzülüp tortop oldu,
host diye kovduklarında da çabucak kaçıp gitti. Çünkü her istegin ardında
dedigini zorla yaptıran bir kuvvet bulunuyordu; Bu güç kendini tokat, sopa, tas
ve kamçı ile can yakarak gösteriyordu, iyi biliyordu bunu.
Tüm köpekler gibi o da insanoglunun malıydı. nsanoglu yat dediginde yatacak,
kalk dediginde kalkacaktı. Sunu çabucak kavradı: nsanlar onu ister tekme tokat
döver, ister oksar severdi. Vahsi ve özgür yaradılısının gereklerine taban
tabana zıt düsen bu gerçeklere ister istemez katlandı, onlara boyun egdi,
hoslanmadıgı halde sineye çektigi bu gerçekleri zamanla kabullendi, dahası
bundan hoslanmaya bile basladı. Yazgısını insanoglunun eline teslim etmekle,
yasamak için zorunlu gereksinimlerin saglanma sorumlulugunu da karsısındakilere
yüklemis oluyordu. Bir tür alısveristi bu. Çünkü tek basına didinip durmaktansa,
sırtını insanogluna dayamak yasamayı kolaylastırıyordu.
Ama bütün bunlar, yani kendisini insanogluna bedenen ve ruhen teslim edisi, bir
gün içinde olmamıstı. Vahsetin damarlarında dolasan kalıtını ve ormanın
anılarını öyle ha deyince aklından silip atamadı. Bazı günler ormanın kıyısına
dek gidiyor, taa uzaklardan kendisine seslenen çagrıya kulak kabarttıgı
oluyordu. Böyle günlerde büyük bir huzursuzluga ve derin bir üzüntüye kapılarak
geri dönüyor, Kiche’nin yanına sıgınıp acı acı aglıyor, anası da meraklı bir
sevecenlikle yavrusunun yüzünü yalıyordu.
Kampın âdetlerini kısa zamanda ögrendi. Et ya da balık dagıtıldıgı zamanlarda
yaslı köpeklerin ne denli açgözlü ve bencil olduklarını gördü. nsanogullarını
tanıdı; erkekler daha hakseverdi, çocuklar acımasızdı, kadınlar ise arasıra
önüne bir parça kemik ya da et atacak kadar sevecen olabiliyorlardı. Yavru
![](https://img.wattpad.com/cover/25947388-288-k103970.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Diş
General FictionSınav hikayesi olduğu için paylaştım.. Yarı kurt,yarı köpek olan Beyaz Diş'in Maceraları