11 | Serzeniş

229 40 59
                                    

Bölüm müziği: Mirah ~ Special Death
(Yazarınız biraz melankolik olduğu için dinlediği şarkılar soft rock ya da retro tarzında yapacak bir şey yok :d)



Kördüğümü andıran bir çelişkiyle yüz buldu her şey. Bir şeyleri sonlandırmak için karar vermişken aslında başlatmıştı. Hiçbir şeyin sona erdiği yoktu; olağan hayatını bırakıp trajedilerin süslediği, ölü canların kulaklara vesvese ettiği, duvarlarında acı dolu çığlıkları ve fısıltıları barındıran bir köşkte yaşamaya başlamıştı.

Geçici olduğuna kendini inandırmıştı. Efendisinin bu konuda ne düşündüğünün farkında değildi, kestirememişti. Yine de kabul etti, nedenini bilemediği güçlerini keşfetmek ve kontrol altına almak istiyordu. Elinden geldiğince köşktekilerle fazla iletişim kurmaksızın odasında kalmak ve Slender'la etkileşimde olmaya çalışacaktı.

Aklında kalan bir şey daha vardı; Masky'den şüpheleniyordu ve onun çocukluk arkadaşı Timothy olduğunu düşünmüştü. Aslında yüzünü görürse bundan kesin emin olabilirdi. Masky'in, Hoodie ve Toby ile beraber köşkün dışında bir yerde kaldığını biliyordu. Bu yüzden bunu ya köşke geldiğinde öğrenecekti ya da kaldıkları yeri bulacaktı. Ne ihtimal olursa olsun Violet, o maskenin ardındaki yüzü görmeyi kafasına takmıştı. Bir şeyi takıntı haline getirdiğinde ise her zamankinden daha çok kendini sineye çeker, kafası zehir gibi çalışırdı.

Köşkün ikinci katında kendine verilen odaya yerleşmişti. Öncelikle kendini tutamadığı için odasını dip köşe temizlemişti. Eşyalar tahmin ettiğinden daha düzgün ve yeni görünüyordu. İkinci ele benzemiyordu ve oldukça sadelerdi. Kıyafetlerini ahşap gardıroba yerleştirmiş, yanında getirdiği kitapları rafa dizmişti. Kişisel eşyalarını rafın altında duran şifonyerin çekmecelerine koydu. Yanında elbette ki Keith'i de getirmişti. Onun eşyalarını da odanın bir köşesine bıraktı. Keith'e köşkte dolaşırken bir şey olmasından endişeliydi fakat bu durumda da Slender'ın sağladığı dokunulmazlığına sığındı.

Violet yorgunluğuyla beraber kendini tertemiz yatağına attı ve derin bir nefes verdi. Akşam duş alması gerektiğini kendine hatırlatarak gözlerini dinlendirmeye koyuldu.

Henüz gündüz vaktiydi ve köşktekilerin bir kısmı geceden kalma hallerinden dolayı dinlenmeye çekilmişken çoğu kendi halinde vakit geçiriyordu. Yeşil giysili on iki yaşlarındaki sarışın oğlan çocuğu kırmızı gözlerini ekrandan ayırmadan elindeki konsolun düğmelerine asılıyordu. Odaklandığı video oyunundan etrafında olup bitenlerin farkında değildi.

"Ben, üçüncü katın hattını neden kestiğinle ilgili bir açıklama yapacak mısın?" Siyah uzun saçlı gencin sorusunu sorarken kullandığı ses tonu altında yatan tehdidi belli ediyordu.

Sarışın oğlan oyunu başarıyla sonlandırdı ve başını çevirdi, "Bunun hesabını Slender'a da sormak ister misin, Jeff?"

Köşkün bütün elektrik enerjisini, frekanslarını Ben adındaki çocuk sağlıyordu ve Slender, Jeff'in son zamanlarda gözüne batan hareketleri için onu ikaz etme amaçlı ufak kısıtlamalar yapıyordu. Biraz daha devam ederse Jeff kendini onun ofisinde bulacaktı. "Siktir oradan, velet."

Ben kırmızı gözlerini devirdi, "Ayrıca, cep telefonu kullanmaya başladığını bilmiyordum," diyerek sırıttı. Jeff mutfağa ilerlerken omzunun üzerinden ona alaycı bir ifadeyle bakan oğlana göz attı, "Herkesin bir şekilde ihtiyacı oluyor."

Jeff öfkeli adımlarla girdiği mutfaktan iki kapaklı buzdolabına yöneldi ve alt rafından kaptığı birayla kapağı geri kapattı. Ağır buzdolabı olduğu yerde sallandı. Mutfakta sohbet eden bir çift kişinin gözleri Jeff'in sert hareketleri üzerinde kalmıştı.

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin