28 | Sessizlik - Part: 1

157 14 11
                                    

Teoman - Kim?

Sonbaharın habercisi olan serin rüzgarlar ağaçların yaza veda eden yapraklarını kımıldatarak esti. Yaz bitmişti artık, orman üzerine çöken nemli ve boğucu havadan arınıyordu. Gökyüzü kararmak üzere kasvetli bir hal almıştı. İki serçe kondukları dalda, onları pencerenin öbür tarafından izleyen mavi gözlere aldırmadan ötüşüyordu.
"Nasıl bu kadar uyumlu ve naif olabiliyorsunuz?" diye kendi kendine mırıldandı serçeleri izleyen genç adam, sigarasından bir nefes çekerken.

Oturduğu içi su dolu küvetin pencere önünde olması, okuduğu kitabından başını kaldırıp dikkatini dağıtmaya yeterli oluyordu. Gözlerini tekrar yeni çevirdiği sayfada gezdirdi ve kaldığı cümleden devam etti. Odağını tekrar kitaba vermeyi başarmıştı ancak bu sefer dikkatini dağıtan şey evin ahşap merdivenlerinden gelen ayak sesleri oldu. Genç adam koridordan işitilen gıcırtı seslerini duymazlıktan gelmeye çalışırken beklemediği bir şekilde banyonun kapısı açılmıştı. Evdeki diğerleri Tim'in banyoya girdiğini biliyor olmalıydı ve kendisinin de tahmin ettiği gibi içeri giren kişi yabancıydı.

Birbirini görmeyi beklemeyen gözler birkaç saniyeliğine öylece kilitlendi. İki taraf da karşının bir şey söylemesini beklerken Tim, Violet'ın toz toprak içindeki kıyafetlerine göz gezdirmeden edememişti. Ve ilk cümleyi kuran da kendisi oldu, "Bir, burada ne işin var? İki, lütfen bana köşkten biriyle çamur güreşi yaptığını söyleme."

Violet cevaplamadan önce kalakaldığı yerde kapıyı kapattı. Gözleri onun suyun dışında kalan vücudundaki koyulaşmış izlere bakarken yanakları hafif kızarmadan edememişti. "Üzgünüm, Brian banyoyu kullanabileceğimi söyledi. Burada olduğunu bilmiyordum." diyerek üzerindeki kahverengiye dönmüş hırkayı çıkardı ve kenarda silkeleyip kapının arkasına astı.

Violet ona arkasını döndüğünde Tim gözlerini devirip biten sigarasını küllükte söndürdü ve kitabı küvetin kenarına ters bir şekilde bıraktı. "Yıkanacak mısın?"

Violet, "Daha fazla çamur içinde durmak istemiyorum bu yüzden bu şekilde köşke geri dönemem. Yani evet, burada yıkanacağım." diyerek küvete yaklaştığında Tim'in yüzünde belli belirsiz bir sırıtma oluşmuştu. Fakat aynı şeyi düşünüyor gibi değillerdi. "Çıkman lazım."

"Ne?"

"Çık, ben yıkanacağım."

Tim olduğu yerde durup küvetin içinde iyice kaykıldı ve yarı ıslak kollarını iki yana yasladı, "Senin bir şeye canın sıkılmış," dedi ve öfkeli olduğu her halinden belli olan kehribar rengi gözlere baktı. Violet kendini zorlayarak yutkundu, olabildiğince sakinliğini korumak istiyordu. "Çıkacak mısın Tim? Yoksa her yeri çamur mu etmemi istiyorsun?"

Tim histerik bir kahkaha atarak tekrar onu süzdü, "Sen şu an karşımda soyunmaktan mı çekiniyorsun yoksa bana mı bozuksun? Geçen sabah yanından ayrılırken bir sorun yoktu..."

Violet, bildiklerini Tim'e söyleyip söylememeyi aklından geçirirken burnundan soluyordu. Yine onu kışkırtmayı başarmıştı ve inadını tutturmuştu. Violet gözlerini Tim'in gözlerinden ayırmadan olduğu yerde üstündeki tişörtü ve pantolonu çıkarıp kenara bıraktı. İç çamaşırlarıyla kaldığında özellikle onun bakışlarını takip ediyordu ve Tim'in de gözleri dışında bir yere bakmadığından emin olduğunda tamamen soyunarak bacaklarını küvete soktu ve suyun içine girip tam karşısına yerleşti.

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin