13 | Çözülme - Part: 1

267 39 126
                                    

Bölüm müziği: Arctic Monkeys ~ 505



Kemik ve iskeletlerin birbirine karışarak bir piramit misali dizilişinin üzerine yerleştirilmiş olan taht olduğu yerde sarsıldı. Bir şatonun holünü andıran taht odasının kirişleri, koridorun ucundan itibaren alev aldı. Etraftaki yenmiş cesetler öfkenin ve kötülüğün izlerini barındırıyordu. Tahtın önünde belli bir hizaya dizilmiş yaratık literatüründeki varlıklar başlarını çürümeye yüz tutmuş cesetlerden kaldırıp dikkat kesildiğinde tahtın sallanmasına neyin sebep olduğu anlaşılmıştı.

Kirişlerde yanan alevlerin aydınlattığı halının üzerinden yırtık, eski püskü kırmızı bir pelerin sürünerek merdivenleri tırmandıktan sonra tahtın sahibi koltuğuna yerleşti ve şeytani gözler tebaasının üzerinde gezindi.

"Ruinous Ormanına gönderdiğim insan casus öldürüldü," iblisin sarf ettiği sözler saygıyla eğilen tebaasının doğrulmasına neden oldu, denmek isteneni anlamış gibiydiler, "Bunu yapana ait ne bulursanız izini sürmeden önce bana getirin ve birine görünmemeye çalışın." Emri alan bir grup yaratık çıkardığı ürkütücü hırıltıların ardından iblisin huzurundan ayrıldı ve uygulamak üzere yola koyuldu.

~~~

"Odaklan, kendini tamamen cismin geçmiş yaşantısını düşünmeye ver ve en son kimin kullandığını görmeye çalış."

Violet, Slender'ın ona tekrarladığı komuta son kez kulak astı ve dokunduğu kadehe diktiği gözlerini yumdu. Zeminin ayaklarının altından kaymasıyla kadehte en son şarap içen kişiyi boğuk bir görüş açısıyla anımsadı. Gözlerini açıp başını kaldırdı, "Jane."

Slender uzun kollarını gövdesinde kavuşturdu ve bir süre düşünüp başıyla onayladı. Oturduğu sandalyeden kalktı ve emrini bekleyen kehribar rengi gözlere döndü, "Bunu yalnızken de sıklıkla yapmalısın, zihninde bir yerlerde o gücü bulup kontrol etmesini bilmen lazım. Yarın yine aynı vakitte."

Slender'ın başını kaldırıp karşıya çevirmesiyle kaybolması bir oldu. Aynı şekilde tünediği yerden kalkan Violet kapıya döndüğünde omzunu eşiğe yaslamış Tim'le karşılaştı. "Etkilendim."

Violet, onu görmeyi ummuyor olmanın verdiği şaşkınlıkla gülümsedi, "Ne zamandır orada duruyorsun?"

Tim elinde tuttuğu maskesini önemsiz bir edayla salladı, "Çok olmadı, sanırım epeydir çalışıyordunuz," diyerek odadaki diğer nesnelere göz gezdirdi. Violet onunla aynı şekilde kirişe yaslandı ve karşısına geçti. "Yaran nasıl?" Tim başını geriye yasladı ve üstten bir bakış attı, "Daha iyi."

"Günlerdir seni görmüyordum," Violet daha fazla dayanamamış, onu merak edişini beceriksizce örten bir cümle kurmuştu. Tim de bunu fark eder etmez üzerine bastı, "Beni çok mu özledin?" sorusunu bir esprinin en vurucu noktası gibi söylemesi Violet'ın canını sıkmaya yetti, "Buradaki istisnan olarak bir muhabbetimiz olduğunu sanıyordum."

"Yine de nerede ne yaptığımı söylemeyi düşünmüyorum," diyerek sırıttı. Violet ise gözlerini kıstı, "Sana parmağımın ucuyla dokunmam yeter."

Tim histerik bir şekilde güldü ve merdivene dönerken elini kızın omzuna attı, "Henüz pek ustalaşmış gibi durmuyorsun, biraz daha çalışman lazım," Violet kendini geri çekti ve peşinden yukarıya çıktı. "Senden başlayabilirim."

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin