29 | Sessizlik - Part: 2

168 14 19
                                    

Summer Kennedy ~ Bad Things

"Yokluğumda olanlarla ilgili sizlere hesap sormamamı fırsata dönüştürmeyeceğinizi umarak, önümüzdeki günlerde daha ılımlı olacağınızı düşünüyorum. Bildiğiniz gibi Cadılar Bayramı yaklaşıyor. Gelecek haftadan itibaren hazırlıklara başlayalım. Kutlama gecesi herkesi burada görmek isterim."

Slender geldiğinden beri ilk cümlelerini kuruyordu. Pençe biçimindeki ellerini arkasında birleştirmiş, merdiven balkonundan aşağıdakilere dönüktü. Sessizliğinin ardından salonda fısıldaşmalara kulak kesildikten sonra başını koridora çevirdiğinde yüzündeki beyaz boşlukla karşılaştım. Gri oyuklara sahip göz boşluklarını üzerimde hissedince olduğum yerde ürpermiştim. Varlığını her hissettiğimde üzerime oluşturduğu bu etkiye halen alışabilmiş değildim ancak bana neyi işaret ettiğini anlayabiliyordum. Arkasını dönüp koridorun öbür ucundaki ofisine sakin adımlarla ilerlemeye başladığında peşinden gittim ve salondaki gözlere aldırmadan içeri girip kapıyı kapattım. Slender deri sandalyesine oturmuş, dirseklerini ahşap ofis masasına yaslamıştı. O burada değilken yediğim haltlar film şeridi misali gözümün önünden geçerken tedirgin hareketlerime mani olamadan masasının önündeki koltuğa yerleştim ve ellerimi bacaklarımın üzerinde birleştirerek bakışlarımı yüzünü göremeyeceğim uç noktalara çevirmeye çalıştım.

"Neler yaşadığının farkındayım Violet. Şu gerginliğini bırak ve bilmem gereken bir şey varsa söyle." Bilmem gereken kısmındaki vurgudan neyi kastettiğini anlayıp bakışlarımı yüzüne çıkardım.

"İstemeden başka bir boyutta, Zalgo'yla iletişime geçtim. Daha doğrusu o benimle iletişime geçmek istedi." Adını anmak bile tekrar o ana gidip o korkuyu bir kez daha hissetmeme sebep olurken bir anlık gözlerimi yummuştum. Slender'a baktığımda usulca beni dinliyordu. "Sanırım beni korkutmak için yaptı bunu, bilmiyorum. Ancak bir şey vardı... Onu engelleyen bir şey, bana zarar vermek isterken ve benden katbekat güçlü olduğu halde onu zayıflatan bir şey."

Slender masasının üstündeki dolma kalemi alıp elinde çevirmeye başladı ve arkasına yaslandı. "Çünkü senin gücün onun laneti sayesinde can buldu. Bu durumu lehine çevirmeye çalışıyor, sen güçlendikçe o zayıflayacak bunu çok iyi biliyor."

"Sen de bu yüzden benim daha da güçlenmemi istiyorsun."

Slender yavaşça masanın üzerine eğilip aramızdaki mesafeyi azalttığında ifadesi olmasa bile bu duruştaki tehditkâr aurayı kapmıştım. "Sınırlarını zorlamaya devam edeceğiz Violet, fakat bunu olabildiğince gizli tutmamız gerek. Kimseye güvenme, kimseye bir açık verme. Zalgo'yu yavaş yavaş bitirirken kimseye zarar vermemesini sağlamamız lazım, aksi halde çok ağır bedeller ödeyeceğiz." Slender'ın Zalgo'nun sonunu getirmek için beni aracı olarak kullanacağını biliyordum ancak bunu ilk kez dile getiriyordu. Onun gibi güçlü bir yaratığın nasıl en az kendisi kadar dişli bir rakip karşısında benim gibi birini kullanmaya ihtiyacı olduğuna halen mana veremiyordum. Ki bu bir yana, ben buradaki yaşamımı kabul etmiş olsam da Slender'a yardım etmemin bana ne faydası vardı? O da kötüydü, Zalgo'dan bir farkı yoktu. Slender kazansa ne eder, Zalgo kazansa ne? Bu büyük güç savaşının ortasında benim akıbetim ne olacaktı?

"Eski hayatını geri istemiyor muydun?" diye sordu Slender birden. Tanrım, yine düşüncelerimi okuyordu. Buna da alışmış değildim. "Sonunda elde edecek ve kaldığın yerden devam edebileceksin."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Ya yenilirsen, ben ne olacağım? Zalgo'nun işkencelerine maruz kalacağım bir başka yaratık mı?"

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin