3 | İzler

391 63 149
                                    

"Kedin fazla saldırgan."

Tanrım, hayır! Bu olamazdı. O psikopat Keith'e zarar verdiyse artık polise durumu bildirecektim. Kendime hakim olamadım. Ellerim yine titremeye başlamıştı. Notu bırakıp odamdan çıktım. "Keith! Keith neredesin?"

İkinci katın tüm odalarını dolaştım ama ona rastlayamamıştım. Bir ses de duymadım. Yavaş adımlarla merdivenleri indim. Korku iyice içime işlemeye başlıyordu. Midemden boğazıma kadar uzanan bir sıcaklık kulaklarıma vurdu. Kalp atışlarım hızlanmıştı.

Bu sessizlik beni ürkütüyordu. O notları bırakan her kimse, nasıl girdiğini bile çözemiyordum fakat hâlâ içeride olmasından ölümüne korkuyordum. Bunun bir eşek şakası olduğundan şüpheliydim, evime gecenin bir vakti girecek kadar cesurdu ve bunu iki kez iyi başarmıştı.

Hole inince salona döndüm ve tedirgin adımlarımla ilerlerken içeriyi gözetleyerek seslendim. "Keith! Neredesin kızım?"

Salona vardığımda ufak hırıltılar duydum. Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi açılmış etrafa bakıyordum. Şimdiye kadar hiç böyle bir korku hissettiğimi hatırlamıyordum. Evde birileri olsaydı belki daha güvende olduğumu düşünürdüm ama yapayalnızdım, eğer Keith'e bir şey olduysa tabii...

Salonun ortasına geldiğimde hırıltılar arttı. Yemek masasının olduğu yeri ve mutfağın girişini uzaktan inceledim. Görünürde bir şey yoktu. Arkamı döner dönmez geniş koltukta sakince uyuyan Keith'le karşılaştım. Hırıltıların ondan geliyor olmasıyla rahat bir nefes verdim. "Tanrıya şükürler olsun."

Uykudan uyandırılmaktan hoşlanmazdı ama yine de onu yavaşça kaldırıp kucağıma aldım ve başını okşayıp öptüm. Büyük ihtimalle uzun süredir uyuyordu, sarhoş gibiydi ve onu kaldırmama bir tepki vermedi. Odama çıkmadan önce dış kapıyı kilitledim.

Yarın Zoe ile buluşup biraz kafa dağıtmak iyi olacaktı. Şu ruh halimden kurtulmam gerekiyordu aksi halde şizofrene bağlamak istemiyordum.

Siyah puantiyeli pijamamı giyip yatağa girdim. Keith ayağımın ucuna kıvrılmıştı ve oldukça iyiydi.
Şu lekeli güllerin icabına bakmam gerekiyordu. Annem görürse çıldırırdı, çiçekleri çok kıymetliydi.
Ayrıca, Keith'e bir şey yapmadıysa o kan da neyin nesiydi? Boya olmadığı aşikardı. Resime olan ilgimden boya olduğunu hemen anlardım. Acaba o manyak bir yerine zarar verip sırf beni korkutmak için kanını mı akıtmıştı?

O kadar gözü dönmüş biri değildi umarım.

•••

Zoe arıyor...

Gözlerim kapalıydı fakat kulaklarımı dolduran telefonun zil sesi tatlı rüyamın bittiğini gösteriyordu. Komodine uzanıp telefonu elime aldım, ekranda Zoe'nin fotoğrafı vardı. Aramayı onaylayıp kulağıma götürdüm. Zoe'nin enerjik olduğunu belli eden gür sesi telefonu kulağımdan uzaklaştırmama sebep oldu.

"Günaydın Uyuyan Güzel, yarım saat içinde Caileys'te ol. Kahvaltı için yer ayırttım."

"Keşke haftaiçleri de böyle erken kalkıp ilk dersleri kaçırmasan," diye söylendim yatakta doğrulurken. Omzumun üstünden geriye bakıp Keith'i kontrol ettim.

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin