5 | Saf Etki

319 50 149
                                    

Bölüm müziği: The Black Keys ~ Too Afraid To Love You


"Seni kimse koruyamaz."

Bu ne demek oluyordu şimdi? Son zamanlarda pek güvende hissettiğimi söyleyemezdim ama beni koruyup kollaması için kimseye arkamı dönmemiştim. Hâlâ beni korkutma çabasındaydı.

Mektubu çantama koyup otomobili çalıştırdım ve yavaş yavaş boşalan otoparktan hızlıca çıkıp ana yola girdim. Birkaç yüz metre sonra öndeki arabalara yaklaşınca frene asıldım fakat hızım azalmamıştı. Öndeki araba hızla yaklaştığımı görüp kenara çekildi. Diğerlerini de sollayarak atlatabilmiştim fakat fren tutmuyordu. Bu da o psikopatın işiydi. Bunu o notu görünce nasıl düşünememiştim!

Solladığım arabaları geçince yol boşaldı. Tüm dönüşleri ani bir şekilde halledebilmiştim ve her birinde de yüreğim hoplamıştı. İki kez uçurumdan yuvarlanıp denizin dibini boylamaktan kurtuldum. Evin araç yoluna geldiğimde kaputtan dumanlar çıkmaya başlamıştı, frensiz arabayı kontrol etmeye çalışırken vites değiştirmeyi unuttuğumu farkettim ve ayağımı gazdan çekmeme karşın arabanın ilerlemesiyle gürültülü bir çarpma sesi duyuldu ve yüzüm hava yastığına gömüldü.

~~~

"Durumu nasıl?"

"Beyni hasar görmemiş, bilinci yerinde fakat ağrıdan dolayı uyutuyoruz. Yüzündeki cam sıyrığından başka bir şeyi yok. Yine de yirmi dört saat boyunca müşahede altında kalmasında fayda var."

Gözlerimi açmadan önce duyduklarım bunlardı. Muhtemelen dumandan dolayı önümü göremeyince bahçe duvarına çarpmıştım. Zorlanarak göz kapaklarımı aralamayı başardım. "Kendine geliyor."

Annemin sesini duydum fakat onları göremeden göz kapaklarımı zorla açan parmakları hissettim. Doktor olduğunu anladığım kişi minik bir fenerle gözüme beyaz ışık tuttu ve ellerini çekti. Ardından parmağını bir sağa bir sola götürdü, "Elimi takip et lütfen."

Dediğini yapıp işaret parmağını gözlerimle takip ettim. Doktor geri çekildi ve perişan haldeki annemle babama döndü, "Yarın akşam hastayı taburcu edebiliriz. Geçmiş olsun."

Doktorun odadan çıkmasıyla annem yatağımın kenarına oturdu ve başımı okşadı, "Violet, iyisin değil mi? Ağrın var mı?" Başımı hayır anlamında salladım. Bu ufak hareketim bile boynumda hafif bir sızıya sebep oldu. Yattığım hasta yatağında hiç hareket edesim yoktu. Kazadan sonra yeterince dinlenmediğim konusunda vücudum beni uyarıyordu.

Babam kollarını birleştirip düşündü, "Violet, nasıl kaza yaptığını hatırlıyor musun? Alkollü müydün?" diye soruşturdu beni. Her şeyi hatırlıyordum. Neyse ki hafızama zarar verecek ciddiyette bir kaza yaşamamıştım. "Fren tutmuyordu. Arabayı kullanmakta zorlanırken vites değiştirmeyi de unutmuştum ve sanırım motor bu yüzden arızalandı. Dumanlar çıkınca zaten önümü göremedim."

Babamın kaşları çatıldı, "Fren neden tutmuyordu? Evden çıktığında da mı aynıydı?" sorularını cevaplamaya çalıştığım anda annem babama döndü, "Frank şu an bunun sırası mı? Dinlenmesi lazım, Violet biraz daha iyi olunca sorgu sualine devam edersin."

Babamın anneme cevap vermesine izin vermedim: "Önemi yok, belki de arızalanmıştı ama ben önceden fark edemedim."

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin