8 | Akrep

276 46 91
                                    

Bölüm müziği: KALEO ~ I can't go on without you




"Burada... Çok ruh var... Çok fazla kötü ruh..."

"Ne saçmalıyor bu?"

"Sanırım travma geçiriyor."

Birkaç kişi ufak revir odasına doluşmuş, sedyede terleyerek kıvranan genç kızı izliyordu. Gözleri kapalıydı, kaşlarının aldığı şekil ve yüz ifadesinden bir şeyden korktuğu anlaşılıyordu.

Köpekbalığını andıran dişlerini maskeyle kapatmış olan Dr. Smiley, stetoskobu boynuna attı ve ellerini önlüğünün ceplerine yerleştirip diğerlerine döndü, "Çıkın artık revir odasından. Eğlenecek başka bir şey bulun," diyerek kaşlarını çattı. Kalabalık azalırken söylenerek odadan ayrıldılar ve kapıyı kapattılar.

Dr. Smiley, vücudu dikişlerle dolu olan siyah hemşire kıyafetli Ann'e döndü, "Slender kızın incinmesini istememiş. Masky ve Hoodie antrenman için getirildiğini düşünüyor, uyandığında onu geceyi geçirmesi için zindana götürebilirsin."

Dr. Smiley önlüğüyle üzerindeki tıp aletlerini bir masaya bıraktı, baygın Violet'in alnındaki terleri silen Ann elindeki bezi bıraktı, "Şu karnındaki yanık izi ne olacak?" diye sordu ağzını kapatan siyah maskesinin ardından. "Enfeksiyon kapmaması gerek, düzenli olarak pansuman yapacaksın. Zaten sorumlusu Masky'miş, bizi ilgilendirmez."

Dr. Smiley revir odasından ayrıldı ve kapıyı kapattı. Nurse Ann acil yardım dolabından ufak bir pamuk ve bir ilaç şişesi aldı. O sırada gözlerini açan Violet, baygın halindekinin aksine sakin nefesler aldı ve doğruldu. Elindekilerle arkasını dönen Ann sedyeye yaklaştı ve tabureye oturup ilacın kapağını açtı, "Günaydın prenses. Pek narinmişsin,"

Violet alnını ovaladı ve etrafı inceledi. Susuzluktan kurumuş boğazından cızırtılı bir ses çıktı, "Ne oldu bana?" Ann pamuğa ilacı aktardı ve yanık izine bastırdı. "Kapının önünde düşüp bayılmışsın. Kimse ne olduğunu anlayamamış. Buraya getirildiğinde de sayıklayıp durdun. Ruhlar falan dedin."

"Eve gitmem gerek," Violet, ilacın yarasını yakmasıyla inledi, Ann ise pamuğu daha çok bastırdı. "O kadar kolay değil. Sana ne olacağına asıl Slenderman karar verir," diyerek kırmızı gözlerini kıstı. Violet gözlerinin lens olduğunu zannedip fazla ürkmemişti fakat hemşirenin vücudundaki dikişlere anlam veremedi, onların da kostüm olduğunu düşünüyordu.

O sırada salonda altı ya da yedi kişi vardı. Geri kalanlar dışardaydı. Bu gece köşk daha sakindi, en azından Violet gelene kadar.

"Ormanda her gördüğünüz güzel kızı köşke mi getirir oldunuz?"

Masky, maskesinin altından gözlerini devirdi. Cevap verme gereği duymamıştı. Hoodie kamerasını iki parçaya ayırmış, pillerini değiştirmekle uğraşırken Ray'e susması için cevap verdi, "Onu öldüreceğimiz anda Slender gelip bırakmamızı söyledi Ray, kes sesini artık."

Salonun yüksek duvarına kadar uzanan kütüphaneyle ilgilenen Liu, yeşil gözlerini elindeki kitabın başından ayırdı, "Daha önce antrenmanda kullanılanlara göre güzel olması Ray'i üzmüş olmalı, üzerine fazla gitmeyin," diye mırıldandı imalı bir ifadeyle.

Ray hiç istifini bozmadı, bir öfke belirtisi bile göstermedi, "Kitap kurdumuza bak sen, büyümüş de benimle uğraşıyor," diyerek alçak sesle kıkırdadı ve elindeki çakıyla maskesini oymaya devam etti.

Liu kitabı kapatıp rafa yerleştirdi ve merdiven altındaki duvara yaslanmış Masky'in yanından geçti, "Karşında dokunamayacağın bir kadın olunca kabullenemeyen hallerini görmek gülünç geliyor Ray," diyerek yukarıya çıktı.

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin