20 | Ateş - Part: 2

233 34 85
                                    

Handel ~ Sarabende

Sezon finali bölümüdür, keyifli okumalar dilerim...


ERTESİ GÜN...

"Yaz başlangıcı partilerine bayılıyorum. Bana kalırsa en zevklisi," diye kıkırdadı mavi saçlı soytarı tırnaklarıyla uğraşırken. Yeni yapmakta olduğu oyuncağıyla uğraşan Jason ise tek kaşını kaldırdı, "Cadılar Bayramından bile mi?"

"Her sene aynı biçimde sonuçlansa da insanlar bu partiyi şelalede verip gölün kana döndüğünü görmekte ısrar ediyor."

"İş birliğinden pek hoşlanmam ama o şelaleyi seviyorum, Candy. Fakat kentteki gençler o doğa harikası yeri içki şişeleri ve kusmukla tam bir çöplüğe çevirmesinden bunu hak ediyor," dedi bilgeli bir tavırla ve bir kez daha yaptığı işten gurur duyduğunu hissetti. Candy başını sallayarak gözlerini kıstı ve saate bakarak akşam için olan sabırsızlığını dindirdi.

"Geçen seneki fıstıkların yine uğramasını umuyorum," diye mırıldandı Ray özenle maskesini şekillendirirken. Çaprazındaki koltukta elindeki birayla oturan Jeff televizyondaki önceden açılmış Brezilya dizisini geçerek haber kanalını açtı ve yanıp küle dönmüş kiliseden kalan harabeyi çekerek ölüm sayısından bahseden muhabiri dinledi, "Ben de Proxyler ne zamandır kilise patlatmıyor diyordum."

Jeff, Ray'in az önce ne mırıldandığını duymuştu fakat haber ilgisini çekmekte öncelik alınca geç cevapladı, "Geçen sene demişken," diğerinin üzerine attığı bacağını indirdi ve birasından büyük denebilecek bir yudum alarak vücudunu Ray'e döndü, "Bu yaz başlangıcı partisi gibi zırvalarda beraber hareket ettiğimiz için önceden planlama yapmaya başladık ama senin en son buna uymayarak benim bölgeme girdiğini hatırlatırım Ray."

Ray ufak bir kahkaha attı, "Senin bölgen mi? Sen kendine ait bir taraf seçmemiştin bile. Yeterince ölü bir kız beceremediğin için mi bu nefret yoksa?" diyerek öne doğru eğildi. Jeff, o partide ne yapacağını çoktan planlamışken Ray'in neyden bahsettiğini anlamamış olmasına sevinerek kıkırdadı ve ayağa kalktı, "Yoluma çıkma Ray."

"Seni fazla heyecanlı gördüm, Jane."

Liu, ikinci kişiliği olan Sully tarafından ele geçirilmiş, ruhen bambaşka birine dönüşmüştü ve aynanın karşısında maskesinin üzerinde siyah kalemle silinen yerleri boyayan Jane bu tavrın Liu'ya ait olmadığını anlamıştı. Göz bebeğini tamamen kaplayan siyahlıktan belli olmasa da gözlerini devirdi. "Sully olduğun sürece benimle iletişime geçme demiştim."

Sully dudak hizasındaki dikişlerle uyumlu bir şekilde sırıttı ve Jane'in arkasına geçerek aynadan ona baktı, "Liu ile pek farkım yok, tatlım. Hâlâ arzuladığın bedene sahibim."

Jane kömür siyahı kaşlarını çattı ve dirseğini arkasındaki vücudun karnına isabet getirdi. Sully'i aldığı darbenin dikişine gelmesiyle acı çekmesini beklerken o bir psikopata ait olduğunu her yönden belli eden bir kahkaha attı, "Bunun benim değil, asıl Liu'nun canını yaktığını biliyor musun?"

Jane kalemin kapağını kapattı ve aynanın başından ayrıldığında kolunu kavrayan elle bir adım daha atamadan geriledi, "Nereye gittiğini sanıyorsun?"

"İşim var, bırak beni." diye tısladı dişlerinin arasından. Bu hırçın tavrı Sully'nin ona daha önce yakıştırdığı hitabını aklına getirmişti. Tam bir dişi aslansın, demişti ona. "Lütfen o aptal partiye gideceğini söyleme." Rica eder gibi sarfettiği cümlede aslında açıkça gitme demek istedi Sully.

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin