6 | Niyet

302 46 98
                                    

Bölüm müziği: The Neighbourhood ~ Flawless

"Sevgili Violet sensin demek ki..."

Ses bir insana ait gibi değildi, vücudum tir tir titriyordu. Ayaklarım kontrolüm dışında hareket etti ve arkama döndüm. Hiçbir şey yoktu. Çınlama arkamdaki yaratıkla beraber yok olmuştu ve kendimi bir anda yerde buldum.

~~~

Üzerimde bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Yabancı bir yatakta iç çamaşırlarımın üstündeki bana büyük gelen bir tişörtle yatıyordum. Kalkıp etrafa baktım, hâlâ geceydi. Lacivert tonlarında nevresimler, gri bir berjer ve şifonyerin üzerindeki eşyalardan anladığım kadarıyla burası bir erkeğe aitti. Yataktan çıkıp odadan ayrıldım ve merdivenlerin başına gidip aşağı baktım. Salon çok aydınlık değildi, fazla bir şey görememiştim.

"Uyandın demek."

Aeron'un sesini duymamla aşağı indim ve koyu gri köşe koltukta oturan onunla karşılaştım. Şömineyi yakmıştı, dışarıda kıyamet koparcasına bir şimşek çaktı ve olduğum yerde titredim. Aeron bana bakıp güldü, "Gel,"

Yanına gidip oturdum ve bacaklarımı topladım. "Ne oldu en son? Neden senin evindeyiz?" Koltuğun kenarındaki katlanmış duran siyah örtüyü alıp açtı ve üzerime örttü. "Başta boğuluyormuş gibiydin. Sonra kalkıp ormana ilerledin, söylediğim hiçbir şeyi duymuyordun. Bir ağacın arkasına geçtin ve düşüp bayıldın Violet."

Kalktı ve salonla birleşik olan mutfağa gitti. Bir kupa çıkarıp kahve makinesine koydu ve bana getirdi, "Teşekkür ederim." Yanıma oturup beni kolunun altına aldı, "Şimdi iyisin değil mi?"

Başımı salladım ve kahveden bir yudum aldım, "Saat kaç?" gözlerini benden ayırmadı, "Biri geçti."

"Hiç eve gidesim yok," diye hayıflandım ve düşündüm. Annemle babama nerede olduğumu haber vermemiştim. Umarım endişelenmemişlerdir. "Merak etme telefonundan mesaj attım annene. Seni arkadaşında kalacak diye biliyorlar." dedi aklımı okur gibi.

"Ne arkadaş ama... Beni soyup üzerime tişört bile giydiriyor." Gözlerini kıstı ve bana uzanıp alçak sesle konuştu, "Çok düşünceli ve centilmen olduğumdan bahsedersin, Sevgili Bay ve Bayan Wilson'a."

Kıkırdadım, "Sana bayılacaklarından şüphem yok," kahvemden birkaç yudum daha alıp sehpaya koydum, "Belki burada daha güvende hissedersin diye seni getirdim ama istersen evine bırakabilirim."

Ona bakıp başımı salladım, "Gerek yok, burada iyiyim," dedim ve karanlık da olsa etrafa göz gezdirdim. Evi sade ve düzenliydi, pastel renkler seçilmişti. Şömineden gelen ateş ve yanan odun parçalarının çatırtısı çok hoştu.

Dışarda bir şimşeğin daha çakmasıyla yağmur şiddetini arttırdı. Birkaç mum ışığı eşliğinde şık bir akşam yemeği yemiş olsaydık romantik denebilecek bir ortamdı aslında. Canım bir kadeh kırmızı şarap çekmemiş değildi.

Aeron kolunu bana doğru uzatmış bir tutam saçımla oynuyordu. Bakışlarımı salondaki eşyalardan ayırıp ona çevirdim ve benden alamadığı gözleriyle karşılaştım. "Uykun yok mu?"

Başımı salladım, "Hayır, yanında olmak istiyorum. Hem bu ortamı sevdim," dedim tebessüm ederek. Ona sarılıp başımı omzuna yasladım ve yüzünü daha yakından inceledim. "Ortamı mı?" Anlayamamış bir ifadeyle güldü ve etrafa göz gezdirdi.

Ehven-i Şer | A Creepypasta FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin