Kabus Başlıyor

546 62 25
                                    

Hatırlatma:

Bir süre daha dışarıyı izlerken sokak lambasının yanındaki ağacın altında bir silüet gördüm. Gözlerim dehşetle açılırken sadece olduğum yere çivilenmiş hissettim. Bu imkansız bir şeydi. O burada olamazdı.

Hâlâ gördüklerime inanamazken gözlerimi hayal olabilme ihtimaliyle ovuşturdum ve tekrar ağacın altına baktım ama orada yoktu. Bonyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve geri odaya dönüp yatağa uzandım. Aynadan yansımama bakarken yine onu görmemle arkamı dönmem bir oldu. Hayal görmüyordum, o buradaydı. Ağzımı açtım ama kelimeler boğazımda düğümlenmiş gibiydi. Yüzünde bir sırıtış vardı.

Bir anda öne atılınca yere düşmüştü. O bana doğru yavaş yavaş gelirken bende yerde geri geri gidiyordum. Sırtım dolaba değince gidicek yerim olmadığını anladım. Yanıma gelip eğildi ve bana hayal olmadığına kanaat getireceğim o sözleri söyledin. "Sen beni öldürdün bende seni öldürücem Jennie." dedi ayağa kalkarken ve ekledi "Eğer biraz daha hızlı olsaydın anneni kurtarabilirdin." Bodrumdan nasıl çıktığını bilmiyordum ve öldüğüne garanti verebilirdim. Alnına ateş ettiğim yerde yarası vardı ve kanlar alnında kurumuştu.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Deli gibi korkuyordum. Bunu bir kabus olmasını istiyordum. Ayağa kalktım ve kapıya doğru hızla ilerlemeye başladım kapıya ulaştığında kolu indirdim ama açılmamıştı. Kapının bir anahtarı yoktu. Arkadan yine sesini duyunca arkamı dönüp kapıya sırtımı dayadım. Hâlâ yaklaşırken konuşmaya başladı. "Bunu görüyor musun Jennie?" diye sordu alnındaki yarayı gösterirken. "Bunu sen yaptın. Ama ben sana aynısını yapmıcam. Seni ben öldürmeyeceğim. Sen kendini öldüreceksin Jennie." dediğinde ağlamaya başlamıştım bile. Hızla yanından geçip pencerenin oraya gittim. O ise bana yaklaşmaya devam ediyordu. Sesimin çıktığı kadar bağırdım. "YAKLAŞMA!!! UZAK DUR BENDEN. BEN BİR ŞEY YAPMADIM. BEN BUNU YAPMADIM. BEN KATİL DEĞİLİM."

Ben bağırmaya devam ederken kapı hızla açıldı ve içeri Jungkook girdi. Yanıma geldi. "Jennie lütfen sakin ol bir şey yok sadece bir kabus. Lütfen sakin ol." dediğinde babam alayla gülüp konuştu. "Yazık hiçbir şey bilmiyor." Jungkook'a dönüp "J- Jungkook lü- lütfen gön- der o- onu bu- bu- buradan." dedim. Jungkook arkasına döndü etrafına baktı sonra bana geri döndü. "Jennie kimi? Kimi göndereyim buradan?" dediğinde iyicene korktum. "Görmüyor musun? Babam arkanda ve sen onu görmüyor musun cidden?" dedim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Jungkook bana korktuğu belli olan gözlerle bakıyordu. O sırada babam yine konuştu. "Ahh özür dilerim söylemeyi unuttum kusura bakma. O beni göremez ya da duyamaz Jennie." dedi. Kısa süreliğine Jungkook'a bakıp babama geri döndüm ama orada değildi her yere baktım ama gitmişti.

Ayağa kalkıp pencereden dışarı baktım ama orada da yoktu. Jungkook'da ayağa kalkıp yanıma geldi. "Jennie neler oluyor?" diye sordu. Sesinden korktuğu anlaşılıyordu. Ona olanları anlattıktan sonra gözlerine baktım. Bana inanmaz gözlerle bakıyordu. "Bana inanmıyorsun." dedim üzüldüğümü belli eden bir ses tonuyla. "Jennie sana inanmak istiyorum ama söylediklerin mantık dışı." dedi. Bana inanmaması kırmıştı ama oda kendince haklıydı ben bile bu olanlara inanamıyorum.

Yatağa doğru adımlamaya başladım. Geldiğimde yatağa oturdum ve Jungkook'a dönüp "Ben biraz uyuyacağım belki kendimi yarın daha iyi hissederim." dedim Jungkook'da çok üstelemeyip başını salladı ve odadan çıktı. Jungkook odadan çıktıktan sonra bende yatağa uzanıp olanları düşünmeye başladım bir süre sonra dayanamayıp kendimi uykuya bıraktım.

Uyandığımda telefondan saate baktım. Saat 07:33'tü. Bir kere utandım mı bir daha uyuyamazdım. Yatakta oturur pozisyona geldim. Başım çok ağırıyordu. Ayağa kalkıp banyoya girdim. Aynaya bakmak istemiyordum bu yüzden hızlıca elimi yüzümü yıkayıp geri odaya döndüm dolaptan elime ilk geçenleri alıp giyindim ve aşağıya inmeye başladım. Aşağıda Jungkook'un telefonda Tae diye biriyle konuştuğunu duydum. Çok üstelemedim. Aşağı indiğimde Jungkook beni gördü ve telefondaki kişiyle vedalaşıp kapattı. Bana dönünce "Hadi kahvaltı yapalım sonrada çıkacağız" dedi. "Nereye gideceğiz?" diye sorduğumda "Bir arkadaşımın yanına." diye hızlıca cevapladı. Emin değildim ama sanırım telefondaki arkadaşıyla buluşucaktık.
Kahvaltımızı yaptıktan -daha doğrusu Jungkook yaptı ben iştahım olmadığı için fazla bir şey yememistim- sonra odama gidip dişlerimi fırçalayıp dolaptan spor bir şeyler alıp giyindim ve evden çıktık.

Arabayla yaklaşık on beş dakika sonra beyaz, orta boylu bir binanın önüne geldik. Arabadan inip giriş kapısının üstündeki yazıyı okuyunca dehşetle Jungkook'a döndüm.

Evet arkadaşlar bu bölüm biraz Uzun oldu. Yanlışlarım varsa kusura bakmayın? Umarım beğenmişsinizdir.

Sizce Jungkook, Jennie'yi nereye gelecek?

Jennie'nin başına neler gelecek?

Yorum yazıp vote verirseniz çok sevinirim. Kendinize iyi bakın.💓💓💓💓

Deli Sevgili ~Taennie~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin