Önüme oturan kişiyle sabır diledim. Gerçekten sabrım taşıyordu. Bir haftadır peşimde dolanıyor.
"Polen."
"Ne var?"
"Biraz konuşmak istiyorum."
"Banane kimle konuşuyorsan konuş. Benden uzak dur da."
"Sadece iki dakika."
"Tamam sadece iki dakika. Çabuk söyle tuttum süre."
"1 haftadır peşinde dolanıyorum biliyorsun. Çünkü ben sana âşık oldum." Kahkaha attım.
"Bana âşık mı oldun? Sen bana âşık oldun öyle mi Berke? Sen âşık olduğun kişiyi kırarak zorla öpmeye çalışarak mı elde etmeye çalışıyorsun? Siktir git başımdan."
"Çok pişmanım." Telefonuma gelen mesajı açtım.
Çocukluk Arkadaşım: Yine seni rahatsız mı ediyor?
Çocukluk Arkadaşım: O şerefsiz dayaktan anlamıyor heralde.
Çocukluk Arkadaşım: Yine seni öpmeye çalışırsa bu sefer onu komaya sokarım.
Çocukluk Arkadaşım: Böyle yırtamaz.
Çocukluk Arkadaşım: Ben sana bakmaya kıyamazken o şerefsizin sana dokunması ağrıma gitti.
Polen: Nasıl yani onu sen mi dövdün?
Polen: Ağzı burnu kırık bir halde gelmişti.
Gelen sesle Berke'ye baktım. Ne diyor bu ibne?
"Polen ben burada bir şey anlatmaya çalışıyorum. Sen mesajlaşıyorsun."
"Seni ilgilendirmez. Konuşma daha fazla iki dakikan doldu."
"Bir sorun mu var?" Biri gidiyor biri geliyor. Sen ne diyorsun Ecmel ya.
"Hayırdır birader sen kimsin?"
"Ben gidiyorum siz de rahat rahat konuşun." Deyip kalktım ve yanlarından uzaklaştım. Anonim daha mesajımı görmemişti tek tıktı. Off. Bahçeye çıkıp boyu kısa olan duvarın üstüne oturdum. Gelen mesajı hemen açtım.
Çocukluk Arkadaşım: Evet ben dövdüm.
Çocukluk Arkadaşım: Bunun devamı gelecek gibi.
Çocukluk Arkadaşım: Kızdın mı?
Polen: Hayır.
Polen: Ya başına bir şey gelirse.
Polen: Benim yüzümden başının belaya girmesini istemiyorum.
Çocukluk Arkadaşım: Çen benim için endişelendin mi çen?
Çocukluk Arkadaşım: Ben seni yerim.
Polen: Tabi ki endişelendim.
Polen: Sonuçta benim yüzümden.
Çocukluk Arkadaşım: Seni seviyorum bunu bil olur mu?
Çocukluk Arkadaşım: Seni çok seviyorum...
Çocukluk Arkadaşım: O güzel kalbini çok seviyorum.
Polen: Ne diyeceğimi bilmiyorum.
Polen: Keşke seni hatırlayabilsem keşke.
Çocukluk Arkadaşım: Kendini bu kadar sıkma.
Çocukluk Arkadaşım: O Berke hayvanına dikkat et nur yüzlüm.
Polen: Ederim.
Polen: İyiki varsın.
Çocukluk Arkadaşım: Sende.
Çocukluk Arkadaşım: Görüşürüz.
Polen: Bugün yine bulaşalım mı?
Çocukluk Arkadaşım: Olur.
Çocukluk Arkadaşım: Sen çıktıktan sonra üstünü değiştir ben seni parkta bekleyeceğim.
Polen: Tamam görüşürüz.
Yanımdan gelen sesin sahibine baktım. Ecmel yine ne istiyorsun? Bir salın beni Allah lillah aşkına.
"İyi misin?"
"Sanane."
"Doğru banane. Özür dilerim karışmamalıydım." Deyip gittiğinde ne kadar büyük bir aptallık yaptığımı anladım. Kırdım çocuğu ya. Hemen peşinden gittim. Kolunu tutup kendime çevirdim.
"Özür dilerim öyle söylememeliydim."
"Haklıydın beni ilgilendirmez."
"İlgilendirir neden ilgilendirmesin? Biz arkadaş değil miyiz?" Değiliz tabi ama gönlünü almam gerek. Sonra gece boyunca uyuyamam.
"Öyle miyiz? Arkadaş olduğumuzu bilmiyordum." Bende bilmiyordum.
"Bundan sonra olalım o zaman. Ben Polen."
"Biliyorsun zaten adımı." Başımla onayladım.
"O zaman bir şeyler yapalım mı? Çıktıktan sonra kahve içelim. Borcum var zaten."
"Üzgünüm çok önemli bir işim var. Yarın kafeteryada içeriz olur mu?"
"Tamam."
Eve geldikten sonra üstümü değiştirip parka geldim. Siyah kapüşonlu hırkasıyla arkası dönük onu görünce arkadan sarıldım.
"Ne yapıyormuş benim anonimim?"
"Bilmem ne yapıyormuş? Sevdiğini öpebilirmiş." Deyip arkasını döndü. Yüzü örtük tabi. Sevdiğini öpmek mi? Beni mi? Yok arkandaki diyen iç sesimi susturdum. Yaklaşıp yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Geri çekilirken buz kestiğimi hissettim.
"Ne oldu heyecanlandın mı?"
"Evet. Sonuçta hergün biri yanağımdan öpmüyor."
"Sen istersen ben hergün öpebilirim."
"Bilmem kararsız kaldım."
"O zaman geçen seferki öpücüğümü şimdi alabilirim diye düşünüyorum." Diğer yanağıma da küçük bir öpücük kondurdu.
"Bana öpücük yok mu?" Çocuk gibi konuşunca gülümsedim.
"Yüzün kapalı nasıl olacak o?""Sen öpersin de demokraside çareler tükenir mi? Gözlerini kapat." Gözlerimi kapatınca bandanasını çıkarıp benim gözlerimi bağladı.
"Şimdi öpebilirsin." Öpmek için yaklaştım. Yanağı olarak düşündüğüm yere öpücük bıraktım.
"Yanağımı öpeceğini sanıyordum." Allah'ım neresini öptüm.
"Yanağından öptüm ya."
"Yanağımdan değil dudağımdan öptün."
"Ne? Yok artık. Gidiyorum ben." Utançla bandanayı çıkardım ve koşarak eve geldim. Allah'ım nasıl utandım anlatamam. Odama uçarak girdiğimde kendimi yatağa attım. Gelen mesajı açtım.
Çocukluk Arkadaşım: Çilekli nemlendirici ha güzelmiş.
Çocukluk Arkadaşım: Dudaklarının tadı damağımda kaldı.
Çocukluk Arkadaşım: Provaydı bu.
Çocukluk Arkadaşım: Sevgili olunca o dudaklarda nefes alacağım bilmiş ol.
Yazdığı şeylerle gözlerim büyüdü. Ben bu adamla daha fazla nasıl konuşacağım? Allah'ım sen yardım et.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Arkadaşım Şimdiki Aşkım(Texting)
Short StoryKendi halinde üniversiteye giden normal bir yaşamı olan Polen Keskin'e hiç ummadığı bir zamanda, tanımadığı ya da şöyle desem daha doğru olur 'hatırlamadığı' çocukluk arkadaşından mesaj gelirse ne olur ? Ecmel ya da Polen'in bildiği ismi Meriç o par...