En yakın arkadaşımdı. Üniversitenin başından beri. Ama artık umrumda değil. Ben kinci biri değilim. O yüzden umursamıyorum. Ne yani kafama takıp aylarca depresyona giremem. Gelen mesajla gülümsedim. Özlemiştim. Anonimi.
Çocukluk Arkadaşım: Nasılsın ?
Çocukluk Arkadaşım: Boncuğum? Ünivertiyede gitmedin.
Polen: İyiyim. Mesaj sesini duydum. Daha iyi oldum.
Polen: Bir dersim vardı. Üşendim.
Çocukluk Arkadaşım: Mesajımı mı bekliyordun?
Polen: Evet. Özledim seni.
Polen: Bizim eve gelsene. Annem evde yok.
Çocukluk Arkadaşım: Ev boş diyosuuun. Gel diyosuun. Güzelim hiç yakıştıramadım sana cık cık cık ;D
Polen: Saçmalama istersen. İyi tamam parkta buluşalım. Bana farketmez.
Çocukluk Arkadaşım: Yok yok tamam zaten yanına geliyordum. :D
Çocukluk Arkadaşım: Odanda bekle sırtını kapıya dön. Bende paspasın ordaki anahtar ile girerim.
Çocukluk Arkadaşım: Sesimi kısık tutuyorum ama yinede anlayabilirsin bu yüzden mesajlaşıcaz.
Polen: Sırtsırta mı?
Çocukluk Arkadaşım: Sırt sırta :)
Aşşağıdan gelen kilit sesini duymamla pencereye dönük bir şekilde yatağımda yan oturdum.
Kapımın açılması ile gülümsedim. "Hoşgeldin. "
Arkadan sarılınca gözlerimi kapatıp ona döndüm ve bende kollarımı boynuna doladım. Kalbi çıkacak gibi atıyodu şapşalın. Hep böyle atıyodu. Benim için. Yüzümü boynundan çekmeden önce derin bir nefes aldım. Güldüğünü hissedebiliyordum.
Gözlerimi sıkıca yumup geri çekildim. Yanağımı hissettiğim öpücük ile titredim. Heyecanlanıyodum işte. Derin bir nefes alıp alnımı öptü. Kulağıma yaklaşıp " Çok özledim seni boncuğum. " dediğinde kıkırdadım.
"Senin çok güzel bir kalbin var E. Çok güzel seviyosun. " Elimi gözlerim kapalı ona uzatıp omzuna ordan sol bileğine indirdim. Nefes alışverişleri hızlanırken sol bileğini kaldırıp tam kalbine bağlı olan damarından öptüm.
Utandığım için hızlıca arkamı döndüm. Kıkırdayıp arkadan telefonumu uzattı.
Çocukluk Arkadaşım: Gözlerini kapat bi dk
Yatakta hareketlilik olurken gözlerimi kapattım. Belime sarılan kollarla bi an gözlerimi açacak olsamda açmadım.
E' nin kaslı göğsünü hissedince ister istemez gerildim. Gözlerimi açtığımda tahmin ettiğim gibi bacaklarının arasına almıştı beni. Elime telefonumu alınca telefonu elimden kapıp kafasını kafamın üstünden uzatınca başımı eğdim.
İkimizin konuşmasına girip yazmaya başladı.
Polen: Çok heyecanlıyım.
Kıkırdadım. "Belli kalbinin atışını sırtımda hissediyorum. "
Polen: Sen az önce benim sol bileğimden öptün dimi. Kalbimi hissetmiyorum.
Polen: Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni çook seviyorum.
Derin bir nefes aldım. Onun sevgisinde boğuluyomuş gibi hissettim. "Çok çok mu? "
Birisi bana çok dediğinde çok çok mu derdim. Alışkanlık olmuştu. İster istemez mırıldanıyordum. Küçük bir kahkaha patlattı. Allahım o nası bir gülmektir. Eridim.
Polen: Bunu küçükken de derdin :)
Polen: Ve evet tahmin edemeyeceğin kadar çok çok.
İveeet yeni bölümümüz geldi.
Nys fikirlerinizi belirtin yeter. Allaha emanet olun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Arkadaşım Şimdiki Aşkım(Texting)
Historia CortaKendi halinde üniversiteye giden normal bir yaşamı olan Polen Keskin'e hiç ummadığı bir zamanda, tanımadığı ya da şöyle desem daha doğru olur 'hatırlamadığı' çocukluk arkadaşından mesaj gelirse ne olur ? Ecmel ya da Polen'in bildiği ismi Meriç o par...