Üniversiteye girince bahçedeki banklarda oturan Mısra' yı görmemle yüzümü buruşturdum.
Onu görmezden gelip dersten önce kahve içmek için kafeteryaya indim. Elinde telefonla kaşları çatık bir şekilde sırıtarak telefonu inceleyen Ecmel ile gülümsedim. İki kahve alıp masasına bıraktım.
Beni farkedince telefonunu kitleyip gülümsedi.
"Selam. "
"Selam. " gülümsedim.
"Naptın bakalım arkadaşınla? "
Minnetle gülümsedim. "Ecmel o gün söylediklerim için özür dilerim. Sert çıktım. Ve teşekkür ederim. Arkadaşım yani değer verdiğim kişi ile barıştım. "Gamzeleri çıkacak şekilde büyükçe gülümsedi. "Benlik bişi yok. Önemli değil. Bana biraz ondan ve aranızdaki ilişkiden bahseder misin? "
Ardından hemen atılıp "Tabi özel diğilse. Yani onunla alakalı konuşurken gözlerin parlıyo merak ettim. "
Çalan zille işaret parmağımı yukarı kaldırıp şinirce sırıttım. "Bunu sana ders çıkışı anlatsam. İki dersim var. "
"Tabi benimde son iki dersim kaldı. O zaman kapıda görüşürüz. "
Gülümseyip kahvemi elime aldım. Ona el sallayıp derse girdim.
Saatler sonra biten dersim ile rahat bir nefes aldım. Abi sevmiyorum hiçbi hocayı. Hepsi kasıntı. Hepsi itici. Kapıda bekleyen Ecmel' i görünce adımlarımı hızlandırdım.
"Eee nereye gidiyoruz? "
Omuz silktim "Bilmem sahile gidelim mi? "
Kafasıyla beni onaylayıp önden yürümem için bekledi. Giderken anneme mesaj attım.
"Eee ben şurdan bize iki çay alıyorum sen şu banka geç. "
Banka oturup çocukluk arkadaşıma mesaj attım.
Polen: E ben sana bişi diyeceğim.
Çocukluk Arkadaşım: Sormiyim sormiyim diyorum ama o Ecmel midir nedir. Kim o ?
Polen: Heh bende sana onu dicem.
Polen: Ecmel ile arkadaşız. Senin görüpte yanlış anlamanı istemem. Hatta birazdan ona seni anlatacağım.
Polen: Önceden birazcık ona senden bahsetmiş olabilirim.
Çocukluk Arkadaşım: Gerçekten mi ?
Çocukluk Arkadaşım: Ya :D
(Çocukluk Arkadaşım yazıyor...)
Polen: Sus soru sorma. Ben o emojiyi biliyorum.
Polen: Hadi görüşürüz .
Bi kaç dakika sonra Ecmel ağzı kulaklarında yanıma geldi. Elindeki çayı uzattığında teşekkür edip oturmasını bekledim.
"Hadi başla bakalım. "
Derin bir nefes alıp gülümsedim. "O benim anonimim. Yani birgün bana yazdı. Beni sevdiğini söyledi. İlk önce güvenmedim. Ama sonra bana çocukluğumuzdan ve anılarımızdan bahsetti. Küçüklük fotoğrafını yolladı. Hatırladım onu ama ne ismini ne de başka bişeyini biliyorum. Karşıma çıkmamış. Cesaret edememiş. Çarpışmışız ve ben onu hatırlamayınca o da ben onu tamamen hatırlayıp onu bulana kadar karşıma çıkmayacak. Bilmiyorum şuan ona sonsuz güveniyorum. Annemle bile konuştu. Annem onu hatırladı ve bana doğru söylediğini söyledi. "
"Peki şuan ona karşı bişeyler hissediyor musun? "
Kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum. Ben daha önce hiç aşık olmadım. Sevgilim bile olmadı. Ama böyle o yanımda olunca huzuru buluyorum. Ona sarılınca çok mutlu oluyorum. Telefondan bildirim sesi gelince heyecanlanıyorum. Off bilmiyorum. Ona boş yere ümit verip onu üzmek te istemiyorum. "
Heyecanla fısıldadı. "Ondan hoşlanıyorsun. S, sen ondan hoşlanıyorsun. "
"N, ne hayır yo,yok daha neler. Yok canım ay neyse ben gidiyorum. "
"Teşekkür ederim beni dinlediğin için. Bu iyi geldi. "
El sallayıp bişey demesini beklemeden oradan uzaklaştım. Yok canım yok değildir.
Değil mi?
Arka arkaya bölüm atıyoruz. Ne iyi yazarlarız behh. Sizce bölümler nasıl?
Yorumlarınızı bekliyoruz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Arkadaşım Şimdiki Aşkım(Texting)
Proză scurtăKendi halinde üniversiteye giden normal bir yaşamı olan Polen Keskin'e hiç ummadığı bir zamanda, tanımadığı ya da şöyle desem daha doğru olur 'hatırlamadığı' çocukluk arkadaşından mesaj gelirse ne olur ? Ecmel ya da Polen'in bildiği ismi Meriç o par...