Yağmur'un Gizemi

715 49 15
                                    

Yağmur'un teni çok soğuktu, hasta olmasından korkuyordum.Īki eliyle bana sımsıkı sarılmışken ben anlamsızca  karşıya bakıyordum, kafamın içinde kendime sorular sorup, kendimle konuşmaya çalışıyordum.Çok karmaşıktı yaşadığım duygular,ne kadar uğraşsam da adını bile koyamıyordum.Hayatımda daha önce hiç aşık olmamıştım, kendimi hiç aşık olmak birine sevgilim demek zorunda da hissetmemiştim  doğrusu, gerçi şu an hissettiklerim aşk olup olmadığını da bilmiyorum.Ben  aşkı hep özel, farklı, ne olduğu tam bilinmeyen bir duygu yığını ve  kolay kolay bulunmayan  bir şey olarak düşündürdüm.Bana göre insan en fazla bir defa aşık olabilirdi, birden fazla kişiye aşık olmak benim gözümde imkânsızdı.Bu nedenle daha önce birçok sevgilisi  olmuş, birden fazla kişiye  'seni seviyorum' demiş dinsanlara karşı bir antipatim ve önyargım vardı.Bu güne kadar karşı cinsten kimse gözüme farklı gelmemişti, evet bazılarıyla daha samimi olabilirdim ama genel olarak hepsi aynıydı benim için. Hiçbirine sevgili gözüyle bakmamış, hiçbir kızla gereğinden fazla samimi olup hiçbirime yakınlaşmaya çalışmamıştım ama Yağmur hepsinden çok farklıydı gözümde.Onu gördüğüm ilk andan beri daha önce hiçbir kıza karşı hissetmediğim bazı duyguları hissediyordum.Ona yakın olmak,devamlı onu görmek, onunla zaman geçirmek, onun da benimle zaman geçirmekten mutlu olmasını istiyordum nedense.Onla göz göze geldiğim an zamanı durdurabilmek istiyordum , gözleriyle çok fazla şey anlatıyordu bana.Teni tenime değince tuhaf bir ürperti oluşuyordu içimde.En önemlisi de belki geç farkettim ama onu ne zaman görsem değişiyordu kalbimin ritmi.

Ona karşı her ne kadar bunları hissetsemde ; benden devamlı bir şeyler saklaması, verdiği kaçamak cevaplar beni kuşgulandırıp ona tam olarak güvenmemim önüne geçiyordu.Bir ailesi yok muydu ? Varsa da burda kalmasına nasıl izin veriyorlardı ? Bu soruları kendime sormak yerine ona sormanın daha mantıklı olduğunu düşünerekten ;

- Yağmur senin bir  ailen yok mu ? Nerde, kimle kalıyosun ?

Diye sordum.Aynı soruyu daha önce de defalarca sormuştum ve net bir cevap vermekten kaçmıştı.Fakat zamanının geldiğini ve bu merakımı haklı bulmuş olacak ki Zayıf, kısık ama net bir ses tonuyla ;

- Şey, evet tabi ki bir ailem, annem babam var ama  ben ikisinden de nefret ediyorum çünkü onlar  benim gerçek ailem değil, gerçek ailemi hiç tanımadım, belkide ölmüşlerdir bilmiyorum.Ben yetiştirme yurdunda büyümüşüm 3 yaşında beni çocukları olmayan bir aileye vermişler ama Īkisini de görmek istemiyorum,zaten onlarında beni sevdiğini sanmıyorum, onları daha az görmek için evde pek durmam genelde sahile gider bazen de akşam eve gitmek istemez gelir burda bu kulübe de tek başıma uyurum.Bir aile.Onlarda kendilerini bana sevdiremeyeceklerini anladıklarından pek merak etmezler beni, yaptığım şeylere karışmazlar.Ne onlar bana çocukları olduğumu hissettirir ne de ben onlara ailemiş gibi davranırım.Bir ailem yokmuş gibi yaşamaya alıştım ama bazen ; neden bunları yaşıyorum, neden gerçek bir ailem yok diye düşünüp ağlarım.Sen bile onlardan daha değerlisin benim için, seni daha fazla seviyorum onlardan.Ayrıca  okulu hiç sevmiyorum bana göre saçma ve gereksiz bir şey bu yüzden düzenli olarak gitmiyorum  bile.Bir de bugün biraz koştuk ya koşmamızın sebebi üvey babamdı, kaç gündür eve gitmiyorum ya sözde meraklanıp beni aramaya gelmiş ama beni görmemesi istediğim için yolumuzu değiştirmemiz gerekti.Dedi.

Ne diyeceğimi bilemiyordum.Ona acımalı mıydım ? Böyle bir hayatının olabileceği hiç gelmemişti aklıma.Onca şey rağmen kendine o kadar iyi bakmıştı ki yaşamakta olduğunu bu hayatın ona hissettirdiklerini saklamayı çok iyi başarıyordu.Ne kadar mutsuz bir hayata sahip olsada çevresine neşe saçmaktaydı.Merak ettiğim soruların cevapları hiçte beklediğim gibi olmamıştı.Merak ettiğim tek bir soru kalmıştı o da ;

Bu kadar güzel gülen birine, hayat neden gülmekten çok ağlaması için sebeb vermişti ?

Son YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin