Ayaz

533 38 3
                                    

- Yağmur -

Ayaz  çantasını koluna geçirip, yavaş adımlarla çıkmıştı kulübeden.Keşke ;

- Gitme ! Benimle kal !

Diyebilseydim ona.Diyemedim.Hem neden kalacaktı ki benle ? Daha tam tanımıyordu bile beni, neden benimle kalmasını isteyecektim ? Korktum, onu  kendimden soğutmaktan korktum.Belki daha sonra tekrar  gelirdi beni  görmeye.Gelir mi ki acaba ? Gelmesini istiyordum nedenini bilmeden. O gün ben hüngür hüngür ağlarken beni  tanımamasına rağmen yalnız bırakmamış, yanımda kalmıştı.Duygusal ama duygularını pek belli etmeyen birine benziyordu. Uzun boyu, simsiyah saçları ,  kahverengi gözleri,hepsi tamamlıyordu birbirini. Güçlü bir erkekti muhtemelen. Hayat hikayesi benim hikayeme çok benziyor hem de.Sessiz biriydi, benden bile sessiz.Belki de bu sessizliğinin nedeni çekingenliğindendir diye düşündüm.Karşı cinsleriyle pek samimi olmadığını hemen belli ediyordu hareketleriyle ama ne kadar çekingen olsa da yağmurda üşüyen , tanımadığı birine hırkasını verecek kadar da kibar ve düşünceli biriydi o.Daha önce böyle biriyle tanışmamıştım hiç.Yapmacık  hareketlerle beni etkilemeye, bana yaklaşmaya çalışmamıştı hemcinslerinin aksine. Kendimi onun yanında güvende hissetmiştim,korur beni diye düşünmüştüm.

Kim bilir bir daha ne zaman görürüm onu ! Ya beni unutur bir daha gelmezse ? Belki de şu an bile  beni unutmuş olabilir. Benim hakkımda ne düşündüğünü çok merak ediyordum, hangi gözle bakıyordu bana ? Gerçekten de dost olabilir miydim onla ?

-  Ayaz -

Hava yine yağmurlu ve soğuktu, esmekte olan rüzgar saçlarımın dağılmasına yol açıyordu.Yavaş adımlarla uzaklaşıyordum kulübeden.Ne de çabuk geçmişti haftasonunu ! Bu kadar erken  bitmiş olması beni üzüyordu.Aklım kulübenin içinde mahsur kalmıştı sanki,arkama bile bakmadan yürürken. Unutmam mümkün değildi onu, onun burda olduğunu bildiğim hâlde gelmeyibilir miydim  bir daha buraya ? Sanmıyorum.

Keşke gitmek zorunda kalmasaydım, hayatlarımız iç içe olsaydı ne güzel olurdu.Devamlı yakınında, çevresinde olabilseydim keşke.Çok iyi anlaşıyorduk onla.Hem onla vakit geçirmekte çok zevkliydi.Ben onu düşünürken o ne yapıyordu acaba ? Beni düşünüyor olabilir miydi ? Bana hangi gözle bakıyordu ? Onu tanıdıktan sonra daha fazla soru sormaya başlamıştım kendime. Çünkü merak ediyordum, onu tanımak istiyordum .Hakkımda düşündûklerini de  çok merak ediyordum. Sanırım bunların tam cevaplarını ancak ona sorarak öğrenebilirdim fakat bunları ona sormaya cesaretim yeter miydi ? Pek özgüven sahibi değilim bu konuda.Onla sıradan bir şey bile konuşurken heyecanlanan ben, bunları nasıl sorabilirdim ki ?

Kendimle konuşmanın verdiği dalgınlıka zamanı, nereye gittiğimi hepsini unutmuştum.Kaybolmamamım sebebi ayaklarım yolu ezberlemiş olmasıydı, kafamı kaldırdığımda kendimi apartmanımızın önünde buldum.Hızlı adımlarla merdivenlerden ikinci kata çıkıp kapıyı çaldım, annem evde  olmalıydı bu saatte, pek dışarı çıkmazdı zaten.Kapıyı açmamıştı, belki uyuyordur, duymamıştır diye tekrardan çaldım kapıyı. Yine açılmamıştı kapı,belki de üvey babamla dışarı çıkmışlardı, nerede olduğunu öğrenmek için cebimden telefonumu çıkardım ama bu planım en baştan suya düşmüştü, telefonumun şarjı bitmişti kendi kendine.Telefonumu şarj edip arayabilirdim, hemen karşı komşumuzun kapısını çaldım.Çok geçmeden kapıyı karşı komşumuz, Fatma Teyze açtı .Ben  daha söze başlamadan ;

- Ayaz ! Nerdesin yavrum sen ! Annen rahatsızlandı, hastaneye kaldırdılar, baban seni defalarca aradı ama ulaşmadı !

Sözü beni beynimden vurdu bir anda.

Son YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin