Benimle Kal !

575 40 12
                                    

Yağmur'un konuşurken gözlerinin dolduğunu farkettim, kendini zor tutuyordu ağlamamak için.Yaşadıkları zor bir o kadar ağır şeylerdi, kolay kolay kaldırılabilecek olaylar değildi bunlar ama o tüm yaşadıklarına rağmen gülmeyi başarabiliyoryordu.Belki içinde fırtınalar kopuyordu lakin o bunu hiç  belli etmiyordu, aksine yaşama enerjisiyle, gülümsemesiyle, davranışlarıyla bana bile enerji veriyordu.Bir insanın çevresindekileri güldürüp eğlendirdikten sonra tek başına kalınca ağlamasını neresinde âdalet ? Bu yönüyle beni kendisine biraz daha bağlamıştı. Bu narin ve güzel kız bir o kadar da güçlüydü.

Genel olarak ailesinden bahsetse de konuşmasında,benle ilgili de bir şeyler söylemişti. " Benim için değerlisin " sözünü kafamda tekrarlıyordum.Demek ki O'da beni sıradan biri olarak görmüyordu.Beraber geçirdiğimiz bu kısa sürede onun için az da olsa biraz değer kazandığımı,öğrenmek beni çok mutlu etmişti.Bir süre beraber sustuk, sadece göz göze birbirimizi süzüyorduk, içinde söylemek istediği başka şeyler de kalmış olacak ki tekrardan başladı konuşmaya ;

- Eee Ayaz, işte benim hikayem bu, öğrendin sonunda,seni de evinden alıkoydum, sen istersen git artık evine, ben bakarım kendi başımın çaresine.Dedi

Yutkundum ! Neden gitmemi istemişti  ki ? Kendisini bana yük olarak mı görüyordu ? Oysa ki ben onunla yan yana olmaktan çok mutluydum, daha önce hiç  hissetmediğim şeyleri hissediyordum onunlayken.Bana yük felan olmuyordu, zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyordum yanımdayken.Bunları ona söylemezdim, daha doğrusu nasıl söyleceğimi bilemiyordum.Bu yüzden ;

- Ben senin hikayeni dinledim, peki sen benim hikayemi merak etmiyor musun hiç ? Dedim.

Zaman kazanmak ve onu bu düşüncesinee vazgeçirmek için söylemiştim bunu,ama asıl söylemek istediğim bu değildi tabi ki. Sonuçta işe yaramıştı  ;

- Kusruma bakma ! Kafam  biraz dağınık senin hikayeni sormak hiç gelmedi aklıma, madem sen beni dinledin ben de seni dinlemek isterim.Dedi.

Zaman kazanmak için fırsat doğmuştu hem de beni daha iyi tanıyacaktı ! Başladım kendi hikayemi anlatmaya ;

-  Şey, aslında  benim hikayem senin  hikayene biraz benziyor.Ben çok küçükken babam vefat etmiş , hâyâl meyâl hatırlıyorum yüzünü.Babam öldükten kısa bir süre sonra annem dönemim şartları yüzünden ve benim daha iyi şartlar altında büyümem için bir daha evlenmiş, bu yüzden kızmıyorum  ona ama ūvey babamı sevdiğimi söyleyemem..Annem bu hayatta en sevdiğim ve en güvendiğim kişi.Pek sosyal biri olduğumu söylenemez, evden okula, okuldan eve yaşıyorum resmen.Okulu pek sevmesem de derslerim çokta kötü değil, tüm öğretmenlerim beni sever ama sınıf arkadaşlarım için aynısını söyleyemem, çoğu benden nefret eder. Bende bana karşı önyargılarından dolayı onları sevmem.Bu yüzden çok az sayıda arkadaşım vardır.Seni hepsinden daha çok sevdim beraber geçirdiğimiz bu kısa sürede.

Bu konuşmamdan sonra biraz şaşırmış bir yüz ifadesiyle ;

- Senin gibi iyi kalpli ve iyi biri nasıl olurda bu kadar yalnız olabilir ? Aklım almıyor doğrusu, sen gerçekten de her insanın isteyeci türden bir arkadaşsın, baksana hiç tanımadığın hâlde benim  bile yanımda oldun !

Söylediklerim onu baya bir şaşırtmışa benziyordu,iyi bir şey miydi bu ? Zaten benim iyi kalpli biri olduğumu düşünmesi bile yetmişti mutlu olmam için bana.

Pazar günündeydik ve hava kararmaya başlamıştı, anneme pazar akşamı evde olacağımı söylemiştim.Sanırım istemeyerekte olsa onu burda yalnız bırakıp eve gitmem gerekiyordu.Sonuçta onunla olmak ne kadar güzel bir his olsada benim için, onun dışında gelişen bir hayatım, beni merak edip, bekleyen bir annem vardı nihayetinde.Bunu ona nasıl söyleceğimi tam olarak bilmesem de ;

-Yağmur, nasıl desem  ! Benim gitmem lazım, eve gitmeliyim annem bekliyor beni. Seni yalnız bırakmak istemezdim ama anlarsın işte elimde olan bir şey değil benimde.Dedim.

Zorda olsa söylemiştim, hayatımda daha önce bir şeyi bu kadar istemerek söylediğimi hatırlamıyorum doğrusu.Bana hâk vermiş olacak ki ;

- Tamam, zaten seninde yeterince zamanını çaldım, sonra belki yine görüşürüz.Dedi.

Ayaklarımı kendime doğru çekerek ayağa kalktım.Kapıya doğru yavaş adımlarla yürüdükten sonra durup  çantamı geçirdim koluma. Arkama baktım dönerek,bir şey demeli miydim ? Eski Türk filmlerinde ki ayrılık sahnelerini andırıyordu ama tek farkı bu sefer ; hiç kimse  "Benimle Kal " dememişti.

Son YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin