Islak Kulübe

863 78 19
                                    

Onu böyle görebileceğimi hiç düşünmezdim.Karşımda ki dün gördüğüm o gülünce gözleri parlayan kız olamazdı,olmamıydı.Sadece birbirimizin gözlerinin içine  bakıyorduk.Kafamda onlarca soru oluşmuştu.Onu bu hâle getiren her neyse eminim ki  bu sıradan bir şey değildi.Ne yapmam  gerektiğini bilemiyordum, ikilemde kalmıştım.Kapıyı kapatıp onu burada kendisiyle başbaşa mı bırakmalıydım ? Yoksa  onla oturup konuşmalı mıydım ? Daha da önemlisi acaba o hangisi tercih  ederdi.Yalnız kalmayı mı ? Hiç tanımadığı benle konuşmayı mı ? Sanırım varlığım onu rahatsız etmemişti.Rahatsız olsaydı çoktan bir tepki verirdi diye düşündüm kendi kendime.Artık bir yerden konuşmaya başlamalıyım diye düşünüyordum.

-Íyi misiniz ? Dedim.Çok sıradan olduğunun  farkındaydım ama aklıma ilk bu gelmişti.Vereceği cevap belliydi lakin cevap vermedi.Sadece başını öne eğmekle yetinmişti.Merakım her geçen saniye katlanarak artıyordu.Cevap vermeyişi beni burda istemediğini mi gösteriyordu? Gitmemi mi istiyorudu ? Onu burda böyle bırakabilcek miydim  ki ? Hayır, hayır onu burda bu hâlde bırakamazdım.Yanına gitmeye karar verdim, önce içerisi daha fazla soğumasın diye kulübenin kapısını kapattım.Buranın kendine has bir havası vardı küçük ama şirin , tek odalı bir kulübeydi.Çantamı kapının yanına koyarak ona doğru yürüdüm.Tam yanına vardığımda :

   Kısık bir  sesle ; "otur"  dedi sadece.

Bu gitmemi istemediğini gösteriyordu.Oturdum yanına.Tam niçin ağladığını sorcaktım ki buna fırsat vermeden ;

- " Sus " dedi.

Neden konuşmak istemiyordu ? Gitmemi istemediğini hâlde neden konuşmama fırsat vermiyordu ? Üstelemekte istemiyordum.Artık ağlamıyordu.Sadece yan yana oturmuş bu eski ahşap kulübenin küçücük penceresinden  yağmuru seyrediyorduk.Ne kadar daha böyle devam edecektik ? Bu soruyu kendime sormamım nedeni sıkılmış olmam değildi, sadece onla konuşmak, onu bu kadar ağlatan şeyi öğrenmek istiyor olmamdı.Aradan birkaç  saat geçmişti ki yavaşça yüzünü bana çevirdi.Tabi ben de buna hemen karşılık verdim.Göz gözeydik.Birbirimize o kadar yakındık ki ;  Kalbinin sesini duyuyordum, nefesini yüzümde  hissediyordum .Eminim ki aynılarını o da hissediyordu.Çok sessizdik , sadece dışardan yağmurun sesi gelmekteydi.Konuşmak yerine birbirimizin gözlerinin içine bakmayı tercih etmiştik.Kim bilir belki de gözleriyle anlatmıştı her şeyi.Hayatımda ilk defa bir kıza bu kadar yakındım.Kalbimin giderek daha da hızlı çarpıyordu.Ne yapacağımı bilmiyordum daha da  kötüsü yanlış bir şey yapmaktan korkuyordum.Karar vermiştim o konuşmaya başlamadan konuşmayacaktım.Sanırım konuşmak için tamamen kendine gelmeyi bekliyordu.Kendine gelmiş olacak ki ;

- 'Adın ne ? ' Diye sordu.

Ben de ;

-'Ayaz . Peki senin adın ne ? ' diye cevap verdim.

-" Yağmur ". Dedi.

Adını öğrenmiştim sonunda.

Son YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin