Kırmızı Günlük

442 29 10
                                    

Defterin kapağı pek yıpranmamıştı, belli ki kısa zaman önce alınmıştı bu kırmızı defter.Annemin günlük tuttuğunu hiç bilmiyordum, hiç görmemiştim onu günlük yazarken.Bunca yıl günlük kullanmayan annem neden günlük kullanmaya başlamış olabilirdi ? Îlk sayfayı okumaya başladım ;

Bugün hastaneden aradılar, fenalaşıp hastaneye gittiğimde yaptırdığım testlerin sonuçlarını almam için,salı günü birden fenalaştığımdan Ayaz'ın haberi yoktu,endişelenmemesi için söylemedim ona,bu yūzden onu okula gitmesini bekledim evden çıkmam için.Ciddi bir şeyim yoktur diye dūşūnüyordum kendi kendime.Oysa ki testlerin sonuçlarını gören doktorun yūzūnden ki o ekşime durumun ciddi olduğunu anlamama yetmişti tek başına,korkuyordum  duyacaklarımdan ama kendim için değil, daha çok onun içindi içimdeki bu endişe.Doktur beynimde bir tūmör olduğunu söyledeğinde dūnyam  başıma yıkılmıştı.Artık çok geçmiş benim için, bu kadar geç farkedilmiş olması tūm umutları tūketiyormuş.Nasıl olurda bunca zaman farketmeden yaşadım beynimde ki tūmörü ? Ne yani  ölecek miyim ben şimdi ? Ya oğlum Ayaz ne olacak, ona ne diyeceğim ? Nasıl yalnız bırakacağım onu ? Sadece birkaç aylık ömrüm kalmış doktorun dediğe göre ve benden bu zamanımı  da hastaneye yatarak tedaviye başlamamı ve yūzde birlik kurtulma ihtimaline umut bağlamamı  istiyordu, bunu yapmayacağım.Kalan aylarımıda oğlumun yanında geçireceğim.Peki ben öldūkten sonra arasının iyi olmadığı babası ona ne kadar iyi bakabilir ? Doktor kendimi buna hazırlamamı istiyordu ama insan nasıl olurda kendini ölüme hazırlar, belkide tüm canlılar arasında öleceğini bilerek yaşayan tek varlık olmak insanoğluna verilmiş cezadır...

Daha fazla okuyamadım, farketmeden gözūmden gelen yaşlar ıslatmış biraz sayfaları her cūmle bana acı veriyordu defterdeki.Devamını okumaya cesaret edemediğimden kapattım defterin kapağını.Demek ki ūvey babam beni kandırmıştı, yeni bir şey değildi annemin hastalığı.Būyük ihtimalle annem hastalığını onunla paylaştıktan sonra bana anlatmamasını ve bu durumu bana hissettirmemesini istememiş olmalıydı.Başarmışlardı da bunu, hiçbir şeyin farkına varamamışım.Annem yūzüme gūlerken içten içe ölüyormuş meğersem.Defterin devamınında yazanları merak etsemde en önemli yerini okumuştum zaten, bu  nedenle aldığım yerine koydum tekrar.Anneme götūrmek için seçtiğim elbiseleri bir poşete koyup kapıyı kitleyerek  evden çıktım.Direk hastaneye gittim zaman kaybetmeden, elimdeki poşedi hemşireye teslim ettikten sonra ūvey babamın bitkin bir hâlde oturup tūm dikkatini bir noktada birleştirdiğini gördūm, yanına gidip neden daha önce bana söylemediğinin hasabını sormak istiyordum ama bunu büyüm ihtimalle annemin isteğiyle yapmış olması beni dizginliyordu.Artık yapabileceğim tek şey annemin uyunmasını bekleyip kalan gūnlerini hep onunla beraber geçirmek, son zamanlarında hep yanında olmak olacaktı.Ama sanırım taburcu olmasına daha  vardı bayağı,hastaneleri pek sevmezdim zaten hem de konuşup içimi dökebileceğim birine ihtiyacım vardı annemden sonra bunu en iyi yapabilecek kişi Yağmur'du şūphesiz.Hastaneden çıkıp kulübeye gitmeye karar verdim.Ūvey babama  görūnmeden  hastaneden çıkıp bir taksiye bindim, yūrūmeye halim yoktu.sahile yakın bir yerde inip çok geçmeden kulūbenin önūnde oldum, Yağmur'un içerde olması için dua  ediyordum.

BAZI NEDENLERDEN HIKAYEME BIR AYLIK BIR ARA VERDIM, SIZI ÇOK UZUN SÜRE BEKLETMEK ISTEMEZDIM.UMARIM YENI BÖLÜMÜ BEĞENIRSINIZ, YORUM VE VOTELERINIZI BEKLIYORUM *_*

Son YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin