Okul

12 3 2
                                    

Buraya geleli 1 ayı geçti. Ben Isaac ile biraz daha samimi oldum, bunun farkındayım. Ama onunla olan herşey çok güzel ve çok tanıdık geliyordu. Buna alışmaya başlamıştım.

Sınavlarımız 4. Ayda olacaktı. Şu an coğrafya dersindeydik. Buraya gelmemize vesile olan dünyada ki ülke burada söz hakkı sahibiydi. Ve buranın da tek hakimi konumundaydı. Ülke Krallıkla yönetiliyordu. Tek bir ülke ve tek bir dil. Tabiki dünya da ki kullandıkları dillerini de kullanıyorlar ama ayrıca bu gezegenin dilini de biliyorlar. İlk bir ay sanırım alışma sürecimiz olduğundan bizlere atanan koruyucu kişi hariç kimse gelip soru sormamıştı. Değişik bir havası vardı. Ağaçlardan alınan oksijen-karbondioksit dengesini aynı zamanda burada bulunan bazı hayvanlarla da (onların önemli özelliklerinden dolayı) bunu sağlıyorlardı. Bunu da onları koruyarak sahip çıkıyorlardı. Burada hayvan yasası vardı. Herhangi bir hayvanı keyfi öldüremez ve yenilebilir kategorisinde olmayan hiçbir hayvanı da yiyemezdiniz. Bu yüzden yiyecek haplarını alırken içeriğine bakmak çok önemliydi. Yanlışlıkla alsan bile telafisi yoktu bunun. Burada öğrendiğim bir başka şeyde burada elmasın dünyada ki kadar önemli bir yere sahip olmamasıydı. Çünkü yağmur yağdığında burada elmas yağıyordu. Çok garip değil mi ? Bilmem kaç karatı için insanlar dünyada milyonlarca para veriyordu. Burada beş para etmiyordu. Çok garipti.

Mola da Asil ile dışarı çıkıp hava almak istedik. O sırada Isaac direkt yanıma geldi ve yanağıma ıslak bir öpücük kondurdu.
-bunu her yerde yapmaman gerektiğini söylemiştim sana dedim biraz sitemle.
- biliyorum demiştin. Ama dayanamadım. Nasılsın, ders nasıl geçti ?
- iyiydi. Yeni hayvan ve bitki türlerini öğrendik. Dünyadayken bildiğimiz herseyi silip baştan öğrenmek biraz zorluyor. Ama yeni şeyler öğrenmek güzel. Sen ne yaptın?
- benimde aynıydı. Sıkıcı. Bugün işten sonra geliyoru size değil mi ?
- bize mi ? Neden ?
- söylemiştin ya. Kardeşlerin ile tanışacaktım.
- aaa evet hatırladım. Tamam olur hallederiz. Sen işten çıktından sonra beni alabilir misin? Beraber gideriz eve.
-tamamdır.
İsaac bir fotoğrafçıda çalışıyordu. Eskiden olan bazı şeyler koruma altına alınmıştı. Bu çok güzel bir şeydi. Ona ve çalıştığı yere saygı duyuyordum. Ve sanırım ona alışmaya başlamıştım.

Okuldan sonra kardeşlerimi alıp eve gittim. Aslında onlar aldı sayılırdı beni de çaktırmıyorum.
Ve ikisini karşıma alıp konuşmak istediğimi söyledim.
- evet, önemli bir konu konuşmak için burada bulunuyoruz. Çocuklar size bu akşam birisini tanıştırmaya getireceğim. Diye bir çırpıda söyledim.
- birisi dediğin kişi kim abla ? Dedi sinirli bir şekilde Colin.
- sanırım erkek arkadaşım.
- ne sanırımı abla. Erkek arkadaşın mı değil mi ?
- bende tam bilmiyorum, hem ne atarlanıyorsun sen böyle bakim. Ne güzel işte birbirinizi tanırsanız daha iyi olur işte.
Rose bir coline bir bana bakıyordu. Sanırım kafası en çok karışan oydu.
- abla abla bize arkadaş mı geliyor ? Bu gezegende çok yalnızdık. Bir kaç arkadaşımız olsun abi ne olur diyip colin'e o minik bakışlarından attı.
- tamam pes ediyorum. Fakat ona söyle gözüm üzerinde olacak onun abla.

GökŞehri (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin