Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerlediler. Tam Rumeysa geri çekilecekti ki Orhan onu kendine doğru çekti. Kalpleri aynı hizada atıyor birbirlerini takip ediyordu. Gözleri sanki sadece birbirlerini görüyordu. Rumeysa bir şey diyeceği anda Orhan dudaklarını dudaklarına kenetledi. Hiç ayrılmayacak gibi...
İkisi de hiç olmadıkları kadar tuhaf hissediyordu. Tüm sıfatlarını bırakmış bir padişah ve tüm temizliği ile bir genç kız kendilerini birbirlerine ait hissediyordu. Aşkta buydu galiba. Ruhları anlaşılmaz bir kuvvetle birleşmek istiyordu. Orhan Rumeysa' nın elbisesinin düğümlerini çözeceği sırada bu ürkek kız onu ittiriverdi."Ahh!"
Orhan sızmaya başlıyordu. Rumeysa yavaşça üstünden kalktı. İcinden ' Orhan İnşalllah bu olanları unutur. Yoksa ne yaparım?' dedi.
Rumeysa sedirin üstüne geçti ve oraya uzandı. Hayatının çok kısa bir zamanda bu kadar değişmesine alışması çok zor olacaktı. Lakin Orhan ile durumunun böyle gidemeyeceğini biliyordu. Artık gerçekten birbirlerine zevce olmaları gerektığini düşünürken uyuya kaldı. Sabah olmuştu. Güneş doğmuştu. Rumeysa kendini yatakta buldu. Ne zaman buraya geldiğine dair bir fikri yoktu. Orhan geçen sabah olduğu gibi yine yanında yoktu. Sol tarafına baktığında padişahın kıyafetlerini giydiğini gördü. Bir an için şaşırdı ve utandı. Hemen başını tekrar yastığa koydu ve sanki uyuyormuş gibi yaptı. Orhan yanına yaklaştı. Bu küçücük kız padişahınıñ ona yaklaştığını hissettikçe korkuyor ve ne yapacak diye merak ediyordu. Orhan zevcesinin saçlarını okşadı sonra yüzüne dokunarak dedi ki:
" Benim biricik sultanım. Hünkarını biraz sevseydin onu aşkının kölesi yapacaktın lakin sen bunu istemedin."
Orhan hasodadan ayrıldı. Rumeysa kapının sesini duyar duymaz kalktı. Hünkarının dokunduğu yere dokundu ve ' Ben seninle ne yapacağım Sultan Orhan? ' dedi.
-----------------
"Ruhsarım benim güzeller güzeli sultanım. İstekleriniz teker teker olmaktadırlar. Bugün hünkar ağabeyiniz beni bildiğiniz gibi divana çağırdı büyük olasılıkla üçüncü vezir olacağımı ilan edecekler."
"İnşallah Mahmud Paşa inşallah. Rabbim'den tek dileğim budur. Hakketiğin mevkine tez zamanda ulaşacaksın."
"İnşallah sultanım. Siz bugün Saray-ı Hümayun' a teşrif edecek misiniz?"
"Hayır paşam. Bugün Sadrazam Halil Paşa'nın kerimelerinden Mihriban Hanım beni evine davet etti. Davete icabet etmek gerek."
"Haklısınız sultanım. Akşam vaktine kadar dönerim ben."
"Tamam paşam. Hayırlı günler."
"Fatma çabuk çıkmamız lazım. Arabayı hazırlasınlar kimse görmemeli"
"Emredersiniz sultanım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KÖLESİ
Historical FictionBEN RUMEYSA 15 yaşındaydım isteğim sorulmadan hünkârın karısı olurken... Çok korktum,ağladım,uyuyamadım ne de olsa padişah karısı olmuştum ve etrafımda dışı bir heykel kadar güzel ama içi cehennem zebanisini andıran mâhlukatlar vardı. Bir gün dedim...