"Or...han"
"Rumeysam."
"Orha...n"
"Kendi yorma gül yüzlü sultanım. Çok korktum sana bir şey olacak diye."
Rumeysa her şeyi yavaş yavaş anımsamaya başlamıştı. Nerede olduğunu kavaradı. Hasodadaydı. Başında Orhan'ı bekliyordu. Annelik iç güdüsüyle karnını tuttu ve endişeli bakışlarını Orhan' a çevirdi.
"Merak etme Rumeysam yavrumuzun sıhatti iyi."
İçini bir huzur kaplamıştı. Evladını kaybetseydi nasıl toparlanırdı kim bilir?
"Rumeysam kapat gözlerini. Dinlenmen lazım. Sabahleyin sana sormam gereken bir sürü sual var. Şimdi dinlen."
Orhanın ne soracağını biliyordu. Acaba Sara anlatmış mıydı her şeyi? Belki de Sara saraydan kovulmuştur diye düşündü lakin bu olmazdı. Sara asla gerçeği söyleyemezdi. Valide şimdiye kadar nice yalanlar söylemiştir Orhan' a, diye ic geçirdi.
******************
"Kızlar müjde! Rumeysa Sultanımız kendilerine geldiler. Bu altınları da validemiz sizlere yolladı."
"Öyle mi? Sonunda Rumeysa Sultanın hayrını gördük."
"Sen nasıl bir sultan hakkında böyle konuşursun?"
"Dilhuş Sultanım affedin."
"Kalfa al şu gafili mahzene atın. Cezasını da Validemiz karar versinler."
"Emredersiniz Sultanım."
"Bundan böyle hünkarımızın haremi hakkında densizce konuşan olursa bedelini feci şekilde öder. Herkes haddini bilsin."
"Dilhuş."
Ruhsar gelmişti. Rumeysa' nın kendine geldiğini duyunca hemen sarayından kalkıp gelmişti zira bugün önemli hadiseler olabilirdi.
Dilhuş Ruhsar' a doğru yaklaştı.
"Hoşgeldin kardeşim."
"Hoşbulduk Dilhuş. Lakin ne oldu burda. Hatunların yüzü beş karış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KÖLESİ
Historical FictionBEN RUMEYSA 15 yaşındaydım isteğim sorulmadan hünkârın karısı olurken... Çok korktum,ağladım,uyuyamadım ne de olsa padişah karısı olmuştum ve etrafımda dışı bir heykel kadar güzel ama içi cehennem zebanisini andıran mâhlukatlar vardı. Bir gün dedim...