Düğün günü gelip çatmıştı. Sarayda büyük bir hengâme vardı. Herkes ortalıkta koşuşuyordu. Birkaç saat sonra şeyhülislam nikâhı kıyacaktı. Rumeysa artık ağlamayı bırakmıştı. Bugün bebeğini duyuracaktı. En güzel elbisesini giydi. Cariyelerine saçlarını yaptırdı. Yine mükemmel olmuştu.
"Sultanım çok güzel oldunuz."
Valide Sultan geçenlerde Rumeysa' nın cariyelerini geri almıştı. Rumeysa bir tek Greta' yı hizmetine alabilmişti. Şimdi Greta' dan hariç bir tane cariyesi vardı. Şimdilik yetiyordu ona lakin bebeği doğduktan sonra yetmeyecekti. Fakat bunları düşünme zamanı değildi. Ferhan Sultan' ın dairesine gitmeye karar verdi.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
"Prenses Anna bu tacı takacaksınız. Valide Sultanımız sizin icin özel hazırlattı."
"Çok güzelmiş. Takin."
Prenses Anna hazırlanıyordu. Sabah erkenden kalkmıştı. Önce hamama gitmişti. Bir güzel yıkanıp paklanmıştı. Ardından gelinliğini giymişti. Şimdi ise saçlarını yaptırıyordu. Bu prenses çok güzeldi lakin kalbindeki kibir güzelliğini köreltiyordu. Prenses Anna on dokuz yaşındaydı. İngiltere' deki bütün dükler onun peşindeydi. Eğer Valide Sultan ona oğluyla evlenmesini teklif etmeseydi şuan bir dükle evlenmiş olacaktı. Prenses Anna'nın annesi Yunan Kralı' nın kızı Victoria idi. Babası ise İngiltere Kralı George idi. Bu kız çok entrika görmüştü. Babası tahta geçmek icin kuzenini öldürmüştü. Babasının bir metresi vardı hatta bir çocukları bile vardı annesi Victoria bunu öğrenince çocugu doğduktan bir ay sonra öldürtmüştü. Babası o kadından hâlâ ayrılmayınca o kadını da vahşice öldürtmüştü. Daha sonra kral öldü ve tahta Anna' nın ağabeyi çıktı. Şu aralar saray sakindi lakin bu pek uzun sürmezdi. Zira İngiltere entrikanın doğduğu yerdir.
Sultan Orhan ile evleneceğini düşündüğünde başta çok sevinmişti lakin sonra hünkarın bir zevcesi olduğunu duyunca kederlenmişti. Başkası ile aynı mevki de olması onun alışık olduğu bir durum değildi. O hep tekti. En iyiydi. O İngiltere' nin biricik Prenses Anna' sıydı. Burda ise padişahın ikinci karısı olacaktı. Planlar kurmaya başlamıştı bile. Rumeysa' yı gözden düşürmeyi planlamıştı."Prenses Anna Valide Sultan sizi bekliyor."
"Geliyorum."
Anna' nın hazırlıkları bitmişti. Şimdi valide ona bazı mücevherler verecek ve öğütlerde bulunacaktı. Anna daireden ayrıldı. Bir bakan bir daha bakıyordu. Güzel olmuştu lakin kalbi bu kadar güzel değildi. Hırsla dolup taşmıştı. Koridorun sonuna geldiğinde Valide Sultan Dairesine vardığını anladı. İçeri alındı. Dairede Valide Sultan gururlu bir şekilde oturuyordu. Yanında kızları, Ferhan Sultan ve en önemlisi Rumeysa ile birlikte oturuyordu. Rumeysa buranın sahibi benim dermişçesine bakıyordu Anna' ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KÖLESİ
Historical FictionBEN RUMEYSA 15 yaşındaydım isteğim sorulmadan hünkârın karısı olurken... Çok korktum,ağladım,uyuyamadım ne de olsa padişah karısı olmuştum ve etrafımda dışı bir heykel kadar güzel ama içi cehennem zebanisini andıran mâhlukatlar vardı. Bir gün dedim...