Burhan'dan
Okula gitmek pek bana göre değildi ama buna mecburdum. Asel'i ni kere kurtarmış olabiliriz ama düşmanları asla boş durmayacak. Tekrar tekrar deneyecekler.
Merdivenlerden indiğimde Asel'in burda olmadığını fark ettim. Büyük ihtimalle hazırlanıyordu.Kahvaltı masasına oturarak onu beklemeye başladım. Heyecanla masaya doğru geldiğini fark edince gülümsedim.
Okulun önüne geldiğimizde herkesin bakışları bi anda bize döndü. Asel herkesin bakmasından utanmış olacak ki yavaşça kulağıma fısıldadı.Gülümsedim o çok küçük bi kızdı. O benim Küçüğümdü.Sınıftaki öğrenciler de bahçedekilerle aynıydı.Sadece dikkatleri bize toplanmıştı.
Ders başlayacağı zaman Asel fazlasıyla heyecanlıydı. Tek düşündüğü şey acaba Hoca Burhan'ı görünce ne tepki verecek diyordu. Ve beklediği de oldu hoca sınıfa girince ilk benimle göz göze geldi. Sanki yokmuşum gibi davrandı. Şaşırmadım bişey de diyemezdi . Okula geleceğime karar verdiğim an biricik müdürü arayıp gerekeni söylemiştim. Kabul etmekten başka çaresi yoktu. Okul benimdi , Asel liseye geçtiği sene almıştım. Tabi bundan Asel'in haberi yoktu.
Derste çok sıkılıyordum Asel'i izlemeye başladım. Arkadaşıyla gülerek konuşuyordu. O çok değişik birisiydi , cesurdu ama bi o kadar da korkaktı. Zekiydi ama bazen dünyanın en aptal insanı bile olabiliyordu.Tenefüs zili geçmişti herkes yerine oturmuş hocayı bekliyordu o an kapı açıldı . Bi çocuk girdi içeriye Asel'e doğru bakarak seslendi. Kimdi lan bu? Çocuğa iyice baktığımda Emir Yılmazer olduğunu anlamak zor değildi. Babası YILMAZER şirketinin sahibiydi.Aynı zamanda yeraltında ortaklaşa işler yaptığımız bir üyeydi. Oğluyla 2-3 defa aynı toplantılarda bulunmuştuk.
O tam olarak yer altına ait değildi ama babası yani Bahri YILMAZER 4 ay önce yer altı dünyasındaki yerini oğluna bırakacağını ve emekli olcağını duyurmuştu.
Asel olay çıkartacağımı düşündüğü için yavaşça yanıma yaklaştı. Korktuğu her halinden belli oluyordu.
"Bekle hemen gelicem , lütfen olay çıkartma.Bana güven."
İlk defa bana güven diyordu. Ne diyebilirdim ki kalkıp bişey desem , ona güvenmediğimi düşünecekti.Konuşmak yerine tepkisiz kalmayı tercih ettim.Hem ona güveniyordum yanlış bişey yapmazdı.
Geldiğinde direk Berfinin yanına oturdu. Telefonumu çıkartarak mesaj attım.
Kısa bi konuşmanın ardından dersi dinlemeye devam etti.
Teneffüs zili çaldığında yavaşça yanıma yaklaştı. Sıraya koyduğum kolumun üzerinde kafasını koydu. Şaşırmıştım sınıfta böyle bişey yapmasını beklemiyordum.
Teneffüs zili çaldığında hala kalkmamıştı. Uyuduğunu anlamıştım her ne kadar saçlarının bi tutamı yüzünü kapatsa da onu izlemek bana huzur veriyordu.Hocaları olduğunu düşündüğüm orta yaşlarda bi adam içeri girdi . Beni ve Asel'i görünce tam ağzını açacaktı ki. Sanki bileti hatırlamış gibi geri sustu.
Berfin hızla eğilerek yanımıza geldi.Aselin koluna dokunacağı sırada elini tuttum. Bu tepkime şaşırmıştı.
Fısıldayarak konuşmaya başladı."Tarihçi çok kızar uyumasına"
Gülümsedim.
"Merak etme bişey diyemez"
Şaşkınca bana bakarak yerine geçti.Tarihçileri de tahmin ettiğim hiç bişey diyemedi.
4-5 ders boyunca Asel kolumda uyudu. Bi zamandan sonra kolum uyuşmuştu ağrıyordu. Ama onu uyandırırsam yerine geçeceğini bildiğim için uyandırmadım.Uyanana kadar onu izledim. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmamıştım ki.
Uyandığında son derse gireceklerdi.
Hızla yanımdan kalkarak arkadaşının yanına gitti. Utanmıştı. Onun bu hâline gülümsedim.
Berfinle konuştuktan sonra bana mesaj attı.
Beni düşünüyor olması hoşuma gidiyordu.
Çıkış zili çaldığında yanıma geldi ve çıkışa doğru yürümeye başladık.Onda bi haller vardı. Çok tedirgindi belli oluyordu.Sessizce yürümeye devam ettik. Tam arabanın yanına gelmiştik ki durdu ve bana döndü.
"Sınıfta telefonumu unutmuşum ben hemen gidip alıp geleyim."
Onunla gitmeyi teklif etsemde reddetti. Onda bi haller vardı.
Okul kapısından girerken arka cebindeki telefonu fark ettim. Al işte yalan söylediği ortaya çıkmıştı. Yavaşça peşinden ilerlemeye başladım ne saklıyordu acaba.
Tam koridoru dönmüştüm ki gördüğüm manzara deliye dönmeme sebep oldu Emir denilen şerefsiz Asel'in ağzını kapatmış boynunu öpüyordu. Asel gözyaşlarıyla çırpınıyordu. Koşarak Şerefsizi Asel'in üzerinden çektim. Ne olduğunu şaşıran Emir yere düşmüştü bile. Hızla üzerine eğilerek yumruk atmaya başladım. Benim kızıma , küçüğüme dokunmaya kalkmıştı. Ben vurdukça şerefsizin inline sesleri duyuluyordu.
Şu anda kimse umrumda değildi. Ardından bi ses duydum , küçüğümün sesini.
"Burhan dur lütfen çok korkuyorum ."
Sesini duyduğu an durdum. Sesindeki titreyişten belliydi bana ihtiyacı vardı. Yavaşça ayağa kalkarak küçüğümün yanına ilerledim o an fark ettim ki etrafımızda büyük bi kalabalık toplanmıştı.
Aselin ağlamaktan kızaran gözlerine baktım.Elimi saçlarına götürdüm usulca okşadım. Ardından onu kendime çekerek sımsıkı sarıldım. Benden korkmasını istemiyordum. Evet ona çok sinirliydim. Ama onu şu anda tek bırakıp gidemezdim. Kulağına fısıldadığım cümleyi duyunca ani bi hamleyle oda bana sarıldı. Ağlayışı daha da arttı. Onun canının yanmasından nefret ediyordum.O benim en derin zaafımdı.
(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)(*)
8 bin olduk :') günden güne artıyoruz. Sizi çok seviyorum en yakın zamanda 10 bin olmak dileğiyle ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüğüm'
Teen Fiction"Sen kendini ne sanıyorsun kimsin sen de yapma dediğim şeyi yapıyorsun. Naptım lan sana da benden nefret ediyosun.Ben olmasaydım çoktan ölmüştün. Sırf seni korumak için herkesi karşıma aldım. Hiç bişey bilmiyosun kalkıp burda bana bağırıyosun bana b...