0.7

17K 1.1K 377
                                    

İyi okumalar bebeklerim

Cemal'i özlediniz demi???

Özleme fırsatınız olmadı çünkü mükemmel biri olduğum için arka arkaya bölüm atıyorum

Daha fazla shot atamayacağımı bildiğim için kafamı sallayıp onayladım. Cemal ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş gibi bize süzüyor bir yandan da Erene çaresizce bakıyordu.

"Hadi yukarda ki odalara gidelim, süreyi ben tutacağım." diyen Miraç'a uyup yukarı kata çıkmaya başladım. Eren de bir yandan, Cemal'e açıklama yapıyordu.

Cemal'in de odaya girmesiyle, küçük giysi dolabının içine doğru yürümeye başladık arkamızdan de Miraç gelip, "Üstünüze kapağı kapatacağım 7 dakika sonra burada olurum." dedi.

Dışardan gelen kapı kapanma sesiyle odada yalnız kaldığımızı anladım.

Yarım saniye düren sessizlikten sonra konuşmayı başlatan ben oldum. "Geçen gün fazla sinirliyim kusura bakma." Acaba beni anlamış mıydı? Karanlık olduğu için yüzünü pek fazla seçemiyordum.

"Ben diyor ki sana sorry." Bu sefer de anlamadıysa ingilizceyi nereden öğrendiğini sorgulardım.

"Neden?" Sorduğu soruyla kaşlarımı çatıp kendimi açıklamaya başladım.  "Geçen gün diyorum ki fazla angrydim ondan dolayı sorry diyorum."

Sonunda anlamış olacak ki kafasını ağır ağır sallayıp. "Ben sana kızgın değil." dedi.

Ben de aynı şekilde kafamı sallayıp önüme döndüm bu 7 dakika nasıl geçecekti acaba? Ben konuşmazsam ağlardım, sinir krizi tutardı beni.

"Kaç yıldır buradasın?" Aslında çok bi türkçe bilgisi yoktu onun için uzun süredir olduğunu düşünmüyordum.

"2 yıldır buradayım ben." Yani 2 yıl da az bir süre değildi.

"Abinle neden gelmedin, böyle çok zorlanmıyor musun? Bu arada anlıyorsun değil mi Abin diyorum yani brother where?"

"Ben onun annesine parmak atacağım." Dediği şeyle gülmeme engel olmaya çalıştım, ama boşa bir çabaydı. Zaten kanımda fazla alkol vardı bir de bu çocuğun konuşması beni ekstra güldürüyordu.

"Neden çok mu sinirlendin ona sen?"

Sorduğum soruya cevap vermemiş hatta vermemekle kalmamış küçücük dolapta sırtını bana çevirmişti. Benimle muhattap olmak istemediğini daha güzel nasıl açıklayabilirdi acaba.

"Özür diledim ya neden arkanı dönüyorsun ne güzel konuşuyorduk. Dön hadi bana, sana küfür öğreteyim."

Küfür lafını duyunca heyecanla bana dönmüş ne diyeceğim diye merakla gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.

"Şimdi eğer biri senin siniri bozarsa ona diyeceksin ki.. seni küçük orospu." Sonlara doğru sesimi daha sinsi tutmuştum. O küfürün içli söylenmesiyle alakalıydı.

"Seni küçük ne?"

"Orospu."

"Ben mi?"

Bul Beni | Yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin