Tony Stark ve Steve Rogers'in içinde olduğu 'Stony' shipinin kısa hikâyeleri...
🌹Sonra ansızın aklıma geliyor gülüşün, sebepsizce gülüyorum.🌹
[Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantılı, Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantısızdır]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🥆🥆🥆🥆🥆
Tony Stark: Oyuncu. Steve Rogers: Tony Stark'ın Menajeri.
🍃🥆🥆🥆🥆🥆🍃
"Neden oyunculuğu düşünmüyorsun? Çok güzel bir vücudun ve yüzün var."
Sarışın adam, önündeki kağıt parçalarını esmer adama bakmadan masanın üzerinde koyduktan sonra kalemini pantolonunun ön cebine koydu.
"Teşekkür ederim Bay Stark ama oyunculuk yeteneğim yok." "Steve beş aydır beraber çalışıyoruz. Beni benden daha iyi tanıyorsun. Lütfen artık şu 'Bay' kelimesini ortadan kaldır. Kendimi tuhaf hissediyorum." "Sen nasıl istersen." "Dört gün önce de 'sen nasıl istersen' demiştin. Ama hâlâ devam ediyorsun." "Bu akşamki planı unutmadın değil mi?"
Tony, Steve'in konuyu değiştirmesine göz devirdikten sonra ellerini dağınık kahverengi saçlarına soktu ve iyice dağıttı.
"Elbette unutmadım. Oraya Nadia geliyor."
Steve ufak bir gülümseme ile ayağa kalkıp masanın üzerine koyduğu kağıt parçalarını eline aldı ve kapıya doğru adımlamaya başladı.
"Nadia ile konuşamayacak olman çok üzücü Tony." "Ne demek bu?"
Sarışın adam yavaşça arkasını dönüp tek kaşını kaldırdı. Tony bu tek kaş kaldırma olayından cidden korkuyordu çünkü Steve son derece ciddi gözüküyordu böyle zamanlarda. Gerçi Steve'in ciddi gözükmedi zaman dilimi yoktu. Adam uyurken bile ciddi bir yüz ifadesi ile uyuyordu.
"Tony kadın seni iki kez reddetti. Artık daha fazla zorlamana izin vermeyeceğim." "Ne!? Neden?" "Çünkü magazin haberleri ile sen değil ben uğraşıyorum."
Steve, Tony'nin başka bir şey demesine müsaade etmeden evden çıkıp arabasına adımladı. İçinin sinirden--bu siniri kesinlikle kıskançlığa bağlı değildi (!)-- yandığını biliyordu ama bunu önemsememeye çalışıyordu.
