Düğün günü gelmişti. Sarışın adam ellerini cebine koyup heyecanlı bir şekilde sağına soluna bakınan sevdiği adamı büyük bir tebessüm ile izledi.
Tony'nin kahveleri herkesin üzerinde tek tek geziyordu. Her baktığı kişide onu arıyor ama daima ondan farklı kişilerin simalarını görüyordu. Pes etti bir süre sonra.
Üzgün bir şekilde önüne dönüp kendisine doğru gelen müstakbel eşi olan Amanda'ya baktı. Kadın deniz kızı modeli olan gelinliği ile herkese gülücük atarak geliyordu. Yeşil gözleri en sonunda Tony'nin kahveleri ile birleştiğinde müstakbel eşine bir göz kırpıp beyaz çiçeğini sağ eline aldı ve esmer adamın yakasından tutup kendisine çekti. Dudaklarına dudaklarına bastırdığında yere bir damla göz yaşı dökülmüştü. Bu dökülen göz yaşı ise Steve Rogers'a aitti.
Son bir kez daha baktı sevdiği adama. Belki son bakışıydı bu ona. Her şeyin bittiği saniyeler bunlardı işte. İçine bir nefes çekip o güzel mavi gözlerinden bir damla yaşın daha inmesine müsaade edip arkasını döndü.
Birinci adım...
Alkış sesi...
İkinci adım...
Islık sesi...
Üçüncü adım...
Alkışla karışık ıslık sesleri...
Dördüncü adım...
Bir anda kesilen sesler...
Beşinci adım...
Derin sessizlik...
Altıncı adım...
Steve'in yere dökülen gözyaşları...
Yedinci adım...
Sarışın adamın arkasında duyduğu ama umursamadığı ayak sesi...
Sekizinci adım...
Daha çok yaklaşan ses ve nefes sesi...
Dokuzuncu adım...
Her iki tarafta da oluşan sessizlik...
Onuncu adım...
"Steve?"
Sarışın adam adım atmayı bırakıp gözlerini kapattı. Nefes sesiyle karışık kendisine iyice yaklaşan ayak sesini duyuyordu. Sesin her bir yankısında kalbi daha hızlı atıyordu.
"Gelmezsin sandım."
Steve hafifçe yutkunup gizlice göz yaşlarını sildi ama Tony fark etmişti bile onun dökülen yaşlarını. Adamı belinden tutup kendisine çekti ve parmakları ile nazikçe sarışının yaşlarını sildi.
"O gece, her ağladığında gözyaşlarını sileceğim diye söz vermiştim. Bak, gözyaşlarını siliyorum."
Steve bürük bir tebessüm ile yüzünü adamın avucuna yaslayıp gözlerini kapattı. Tony'nin diğer avucunu da yüzünde hissederken bilinci yavaş yavaş kapanıyordu...
"Steve, Steve uyan."
Steve yavaş yavaş gözlerini açarken yatakta buldu kendisini. Üstünde eşofmanları vardı ve yanında sevdiği adam duruyordu.
"T-tony?"
"Kâbus gördün birtanem. Ağlıyordun ama geçti."
"B-ben çok kötü bir rüya gördüm. Bu y-yüzden ağladım."
"Sana söz veriyorum, her ağladığında gözyaşlarını sileceğim."
×∆×
Steve'in gördüğü rüya gelecekti. Daha doğrusu gelecekleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oɴe ѕнoтѕ » ѕтoɴy
FanfictionTony Stark ve Steve Rogers'in içinde olduğu 'Stony' shipinin kısa hikâyeleri... 🌹Sonra ansızın aklıma geliyor gülüşün, sebepsizce gülüyorum.🌹 [Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantılı, Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantısızdır]