"Cidden Zombi oyunu mu oynuyorsun? Sen gerçekten de şaşırdın artık." diyerek içeriye girdi Natasha. Daha sonra Tony'nin elindeki oyun kolunu almak için hamle yapmıştı ki esmer adam çevik bir hareket ile kolu kendine çekti ve Natasha'ya öldürücü bakışlar atmaya başladı.
"Oyunumdan uzak dur, kızıl şeytan. Şu an en can alıcı noktadayım." derken gözlerini tekrardan ekrana çevirmişti. Natasha kafasını iki yana sallayıp ekrana baktı.
"Belli. Zombileri öldürüyorsun. Sıkılmadın mı? Gidip Steve ile yakın dövüş çalışsana."
"Steve ile mi? Onunla yapacağım tek faaliyet robotlarla savaşmak."
"Neden? Gayet hoş çocuk bence."
"Çocuk? Hatırlatayım. Doksan yaşında."
"Steve'i kıskanıyorsun."
"Hayır, onu sevmiyorum."
"Neden?"
"Sebepsiz."
Natasha alt dudağını nemlemdirip telefonu ile oynayan Wanda'ya döndü ve yalandan öksürdü. Wanda'nın yeşillikleri kendi yeşillikleri ilk buluştuğunda tek kaşını kaldırıp diğer odayı gösterdi. Odadan çıktıktan kısa bir süre sonra Wanda, Natasha'nın yanına gelmişti.
"Ne oldu?"
"Tony'nin Steve'e olan nefretinden ve bu saçma zombi oyunlarından sıkıldın mı?"
"Bazenleri kuleyi başına yıkmak istiyorum." diye tısladı Wanda. Natasha ufak bir kahkaha atıp kafasını onaylarca salladı.
"Kesinlikle. Bunun için bir planım var ve sen lazımsın."
"Plan ne?"
∆
Tony bir süre sonra gözlerinin ağrıdığını hissettiği için oyunu kapatıp odasına adımlamaya başladı. Bu sırada Steve'in açık kapısını gördü. Yüzbaşı normalde asla kapısını açık bırakmazdı.
"Yüzbaşı?" diyerek kapıya vurdu bir kez. İçeriden hiçbir ses gelmediğinde Tony kafasını içeriye soktu ve odaya bir göz attı. Steve hiçbir yerde gözükmüyordu. Tony tam omuzunu silkip odadan çıkacaktı ki yatağın üzerindeki kanı gördü.
Esmer adam korku ile yatağa doğru adımladı. Kan sadece yatakta değil aynı zamanda yerde de vardı.
"Steve!" diye bağırdı esmer adam telaşla. "Steve! Neredesin!?" Tek bir ses bile gelmezken Tony banyonun kapısını açtı.
"Jarvis, Steve nerede!?"
Birkaç saniye bekledi esmer adam. Ama Jarvis'ten de hiçbir ses çıkmamıştı. Tony ne yapacağını bilemeden kendisini Steve'in odasından attı ve büyük kulede koşmaya başladı.
"Steve! Yüzbaşı! Natasha! Wanda! Jarvis!" kulede sadece sessizlik hakimdi. Tony en sonunda ellerini dizlerine koyup içine derin derin nefesler çekmeye başladı. Neler olduğunu bilmiyordu ve iyi şeyler olmadığı kesindi.
Bu sırada duyduğu siren sesi ile gözlerini kocaman açıp duruşunu dikleştirdi. Bu siren sesini daha önce hiç duymamıştı ve sıradan bir ses olduğunu da düşünmüyordu. Dışarıda tehlikeli olayların olduğunu anlamıştı esmer adam. Hızla göğsündeki ark reaktörüne iki kez vurup tüm bedeninin zırhla kaplanmasını bekledi. Kısa süre sonra tüm bedeni zırhla kaplanmıştı.
Tony daha fazla oyalanmadan kendisini terastan aşağıya bıraktı. Normal zamanlarda adım atılacak yer kalmayan sokaklarda şimdi tek bir insan bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oɴe ѕнoтѕ » ѕтoɴy
FanfictionTony Stark ve Steve Rogers'in içinde olduğu 'Stony' shipinin kısa hikâyeleri... 🌹Sonra ansızın aklıma geliyor gülüşün, sebepsizce gülüyorum.🌹 [Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantılı, Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantısızdır]