Tek başına kız istemek! İbretlik hikaye...

13.7K 320 0
                                    

Aslında kötü bir niyetim yoktu. Sevmiştim. Saf ve temiz. Hatta hayatımda ilk defa aşık olmuştum. Bir fırsatını bulup ona aşkımı ilan ettim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ben o güne kadar kalbimin sesini kulaklarımda duymamıştım. O an hayır dese, senden hoşlanmıyorum dese, belki de bir daha kimseye açılamazdım. Hatta travma olarak hayatıma etki edebilirdi. Ama verilmiş sadakam varmış ki o da benden hoşlandığını söyledi. Sonrasında bir şeyler daha söyledi ama sevinçten hiçbirini duymadım bile. O dönemler elde avuçta para olmadığı için, zaman zaman buluşup bir yerlere gidiyorduk. Ama sokakta takılıyorduk. Neden bir yerlere gitmiyoru dediğinde ise ona kapalı alanları sevmediğimden falan dem vuruyordum. O memnun muydu bilmiyorum. Ama ben onun yanındayken nerde olduğumu önemsemiyordum. Tabi o neden buradayız diye sorana kadar. Ara sıra sırf ona jest yapabilmek için hediye almaya çalışıyordum. Hatta bu amaçla gizlice babamın cebini yokladığım bile olmuştu. Normalde kendim için risk almayan ben, onun için çılgınca davranışlar sergileyebiliyordum. Ama zamanla, birbirimizden uzaklaştığımızı hissediyordum. Aslında o benden uzaklaşıyordu. Ben ise onun için her türlü çabayı sergiliyordum. Sırf arayı ısıtmak için iki haftada bir onu karşıma alıp romantik şiirler ile ilişkimize terapi bile uyguluyordum. Normalde annem çöpü at dese zoruma giderdi ama onun için gidip gelmediğim yer kalmıyordu. 

Günlerden bir gün, yine bir şiir etkinliğimiz sırasında, göz göze geldik. Bir anda dudaklarımın ona doğru benden bağımsız olarak yürüdüğünü fark ettim. Tam o sırada bunu ona yapamam diyerek, yanağına götürdüm dudaklarımı. Uzun ve derin bir öpücük kondurdum. Gözlerim kapanmış, ayaklarım yerden kesilmişti. Tam ciğerimde hava çekecek yer kalmamış haldeyken, gözlerimi hafifçe araladım ve bir anda onun babasıyla göz göze geldik. Tesadüf bu ya, tam o sırada babası işten çıkmış, markete uğramış ve dönüyormuş. Hayatımda ikinci defa kalp atışlarımı kulaklarımdan net bir şekilde duydum. Korkmak ile şıçmak arasında bir duruma sıkışmış durumdaydım. Aslında sevdiğim kız bana sarılmaya devam etmek istiyordu ama ben babasıyla bakışırken, ne yapacağımı bile bilemiyordum. Ardından kızına seslendi. Aaaa baba dedi ve bir şey yok gibi koşarak onun elindeki poşetleri aldı. Dedim herhalde babası bana saldıracak ve beni orada öldürecek. Kaçmak istiyordum ama ayaklarımda derman yoktu. İlginçtir. Babası hiç bir şey söylemeden kızıyla evine gitti. 

Sonrasında hiç görüşemedik. Ama bir şekilde onu görmeliydim. Çünkü seviyordum ve engellere takılmak bana göre değildi. Önce babama gittim. Ben bir kıza aşık oldum ve onunla evlenmek istiyorum, dedim. Babam da, sen 15 yaşındasın, öpünce geçer dedi dalga geçerek. Biraz uğraştım ama babam ikna olmadı. Ben de zor günler için biriktirdiğim az biraz parayı da yanıma alıp sevgilimin kapısına dayandım. İçeri aldılar. Sonrasında kem küm otururken, pat diye sevgilimi babasından istedim ve "kızı vermezsen kaçırırım" dedim. Babası "Kızı verdim fakat askerliğini yapınca alır, götürürsün." dedi. Bende, "O zaman parayı, kızı verince alırsın" dedim ve o zamanın parasıyla 40 milyonumu da alıp çıktım. Aslında ne yaptığımın farkında değildim. Mantıklı da değildi. Ki zaten bu kız isteme olayımdan bir gün sonra, sevgilimin abisinin beni döve döve bitirememesi benim ayılmamı sağladı. Hatta kafası gözü yarılmış olan beni, sağlık ocağına götürmek isteyenlerden birinin zar zor biriktirdiğim 40 milyonumu çalması ise büyük bir ders oldu. Haaa.. Sevgilime ne mi oldu? Sırf abisine inadımdan iki üç ay daha gizli gizli buluştuk. O yıllarda "Ben Emre Tuncer'im! Pes etmem!" diyordum. Gerçi sonrasında birbirimize uygun olmadığımızı anladık ve ayrıldık. Çocukluk işte.. 

NOT: Dayak değil de paramın çalınması daha çok üzdü.

------------

Paylaşmak güzeldir.

✍ Yorumlarını paylaşmayı unutma...

Bu Senin HikayenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin