Etrafı keşfetmek için önce bulunduğum yeri tam olarak gezip her köşesine bakmaya karar verdim. Böylece hem etrafım ile ilgili hen olduğum yerle ilgili az da olsa bilgi sahibi olmuş olacaktım.
Etrafı keşfederken gerçekten de eğlendiğimi söylemeliyim. Hikayelerde olduğu gibiydi, çok şeyler kazandıklarını öğrendim ama bu Arenada öldürmek serbestti. Bu olduğun boyutun dilini, nasıl söylesem bilemedim ama burada kim konuşsa dediklerini anlıyordum. Bu boyutta her şey güçle ilgiliydi. Nasıl söylesem yani burada orman kuralları geçerliydi. Güçlü yaşar zayıfsa ezilirdi.
Biraz daha bilgi topladıktan sonra ne yapacağıma karar vermiştim. İlk önce şehrin kütüphanesinden bu boyut hakkında bilgi toplayacaktım. Burada nasıl gelişim yapılır falan. İkinci olarak ormanda hayvan avlayarak onları satıp para kazanacaktım sonra kendim için yeni elbiseler alacak. Böyle dolaşmak hiç hoş değil. İnsanların şaşkın bir de ezikmişsin gibi bakmasının çok iğrenç bir şey olduğunu söylemeliyim.
Sonuçta ben daha gelişime başlamadım.Bu dünyada her şey ve herkes gelişimci.
Kütüphanenin olduğu yere vardığımda hiçbir zorlukla karşılaşmadan içeri girdim. Giriş ücretsiz olması benim için gerçekten de çok iyi oldu. Yoksa olmayan paramla içeriye adımımı bile atamazdım.
Kütüphanenin içi nasıl söylesem bilemedim ama çok büyüktü belki bir 200×200 falan vardı. Bilemedim vallahi çok büyüktü Allah aşkına bu kadar büyük kütüphane mi olur? Bizim dünyadaki kütüphane bunu içine koysan içinde bit kadar kalır yani.
İlk önce bu dünya ile ilgili bilgi veren bölümden kendime kitap seçmeye başladım. Karşıma çıkan ilk kitabı aldım. Kitabın ismi 'Dünya Tarihiydi' merakla kitabın ilk sayfasını açıp okumaya başladım. Sonuçta bu dünya hakkında daha bilgim yoktu. Öğrendiğime göre bu dünyanın ismi 'Kanlı Ejder'miş bu dünyanın yaşı bilinmemekte. Ne zaman oluştuğu bilinmiyor, oluşması hakkında birçok efsane ile birlikte birçok hikâyede var. Bu dünyanın isminin Kanlı Ejder olmasının sebebi şuymuş; Bu dünyada çok uzun yıllar önce ejderhalar hüküm sürüyormuş kanlı ejder dünyasını onlar yönetiyormuş.
Bu dönemlerde insanların hiçbir gücü yoktu. Kaynak canavarları doğada olan enerjiyi vücutlarını alarak kendilerini güçlendiriyorlardı. İlk gelişime başlayan kaynak canavarlar içerisinde ejderhalar olmuştu. Ondan sonra ankalar ve son olarak beyaz kurtlar, bu yaratıklar gelişim yapan normal kaynak canavarları içerisinde kutsal sayılıyorlar.
İnsanların ise hiçbir güçleri olmadıkları için kaynak canavarları için yemek olarak sayılıyorlardı. Bunun için kaynak canavarlarından hep saklanıyorlardı. Kaynak canavarlarına etleri çok tatlı geldikleri için nerede görseler onları öldürür ve yerlerdi.
İlk gelişim yapmayı başaran insan bir tesadüf neticesinde başarmıştı ve ölme vakti gelmiş bir kaynak canavarını yalnız başına yenerek ilk kaynak canavarını öldürdü. İlk öldüren olduğu için diğer insanlar onu kurtarıcıları olarak kabul etmeye başladıkları için o ne derse yapıyorlardı. Adamın ismi Harundu, Harun öldürdüğü yaşlı kurdun cesedini kendi mağarasına taşıyıp derisini yüzüp, kendisine elbise yaptı. Etini de kendisi ve halkın yemesi için ayrı bir kenara koyarken yaratığın vücudundan sarı renkte parlayan oval şeklinde bir tane taş buldu. Bunun ne işe yaradığını bilmiyordu ama bu taş sanki onu kendisine çekiyordu. Onu yutmasını istiyordu, o da bu hissine karşı koyamayıp taşı yuttuğunda vücudundan art arda gelen patlayış ve kırılma sesleri ile korkmaya başladı.
Böylece güç kazanarak kendini İlk gelişim yapan insan olarak isimlendirdi. Kendi yanı sıra halkının da kaynak canavarlarına karşı koyabilme gücü edinmesi için ava çıkarak en zayıf kaynak canavarlarını avlayarak vücutlarından çıkan oval şeklindeki taşları yutturarak kendi halkını da gelişim yoluna sokmayı başardı.
Bu oval şeklindeki taşa insanlar çekirdek isimini koydular. Zamanla insanlar kaynak canavarları öldürerek onların çekirdeklerini toplayıp yutarak kendi güçlerine güç kattılar. Aynı bu dönemin üzerinden bir 100 yıl geçtikten sonra insanlar kaynak canavarlarına bakarak onların kullandıkları teknikleri kendi vücutlarında olan enerji ile yapmaya çalıştılar. Böylece kadim teknikler ortaya çıkmaya başladı.
Bu bilgileri okudukça heyecanlanıyordum. Demek insanlar bu dünyanın tarihinde ilk enerjiyi böyle kullanmaya başlamış. Okuduğum hikâyelerdeki enerji demek ki gerçekten de bu dünyada var.
Nereden baksan kitap da 200 sayfa var. İyi ki benim hızlı okuyup, ezberlemem üst düzey. Bu kitabı okuyup neredeyse tamamını 20 dakikada bitiririm. Yanıma birkaç tane kitap alıp onları da okusam iyi olur. Az da olsa bilgim artmış olacak bu boyut hakkında.
Kitap raflarının arasında gezerken 3 tane kitap dikkatimi çekti. Bunların ilkinin ismi 'Kaynak Canavarları', ikinci kitabın ismi 'Bitki Anatomisi', üçüncü kitabın ismi ise 'Ölümsüzlük Yol' diye geçiyordu 3 kitabı da yanıma alıp kütüphanede olan masalardan birine elimde 4 tane kitap ile heyecanla oturup okumaya başladım.
Kendime geldiğimde artık gün batıyordu şimdilik param olmadığı için handa kalamazdım. En iyisi yine ormana dönmem olur. En azından orada kendime bulduğum mağarada kalırdım. Kitapların hepsini aldım ve hepsini bitirdiğim için yerine koyup kütüphaneden ayrıldım.
Geldiğim yoldan geri dönerek şehirden çıktım, ormanın yolunu tutup doğruca ormana doğru yürümeye başladım. Benim geçitle geldiğim ormanın ismi kitapta okuduğum kadarıyla 'Kızıl Uğultuymuş'. Gerçekten de garip ismi var. 'Kızıl' denmesi ormandaki ağaçların hepsinin yapraklarının kırmızı olmasından dolayıymış. 'Uğultu' denmesinin sebebi ise bu ormanda gece gündüz kurt ulumaları durmazmış bunun için bu ormana 'Kızıl Uğultu' ismini vermişler.
Ormanın içine girdiğimde 20 dakikalık arayışın sonunda istediğim mağarayı bulabilmiştim. Çok fazla büyük değildi ama idare eder, hiç yoktan daha iyiydi. Mağaranın konumu şehire de yakındı. İçeri girip sırtımdaki çantadan bir tane sandviç alıp yemeye başladım. Yarına bir tane sandviçim vardı. Kitap okurken zamanın farkında olmadığım için acıksam da o kadar hissedilmiyordu. Ondan dolayı hiçbir şey yemedim sonuçta yarına bir tane sandviçim var ama yarın avlanıp ilk paramı kazanmaya başlasam iyi olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzul Ejderha Soyu
FantasiHer zaman olduğu gibi odamda oturmuş bilgisayarımda kitab okurken, sağ tarafımda birden bir gariplik his ederek oraya doğru baktım. Bir de ne göreyim! Yatağımdan biraz uzak olan çalışma masamın dibinde bir geçit açılmış. Bunu nereden bildiğimi sorar...