4. Bölüme hoşgeldiniz ;)
Bu bölü biraz geç geldi kusura bakmayın anca zamanım oldu.
Bir vote'yi çok görmeyin, sizin on beş, yirmi dakikada okuduğunuz bir bölümü biz iki saate anca yazıyoruz hata bazen daha uzun süre uğraşıyoruz.
Lütfen oylarınızı bekliyorum :)
İYİ OKUMALAR...
###############
Baran eve geldiği zaman Esila'yı düşündü. Sinirlenesi aklına gelince suratındaki gülümseme daha da büyüdü.
Telefonunun sesi ile düşüncelerinden arınmıştı. Arayan kişinin babası Sedat bey olduğunu gördüğünde bekletmeden telefonu açmıştı.
Sedat bey oğlunun gitmesine üzülse bile bunu beli etmemeye çalışarak "Oğlum yemeğe bize gelsene." demişti direk.
Baran babasını üzüldüğünü görebiliyordu ama Esila'yı ona tanıtamazdı. Babası izin vermezdi, kötü biri olduğundan değil sonunu annesi Gülsüm hanım gibi olmaması için izin vermezdi.
Baran, Esila'yı yanına almadan onu tanıyor olsaydı. Çoktan Esila'yı başka bir ülkeye göndermişti. Sedat beyin de kötü bir amacı yoktu, sadece biliyordu. Onların dünyasına hiç bir şeyden habersiz birini katmak, kurtların arasına kuzu atıp sağ çıkmasını beklemekti.
Baran babasını fazla bekletmeden "Tamam geliyorum." her zaman kullandığı sesini kullanmıştı. Babasına karşı zayıf duramazdı, babası izin vermezdi. Sert olmak zorundaydı yoksa ezilirdi.
Gülsüm hanımın ölümünden sonra Sedat bey oğlunu 'Hak yemezsen, hakkın yenir.' diyerek eğitmişti.
Tabi, Baran hiç bir zaman bu düşünceye kapılmadan 'Hakkını savunamayanın hakkını koruyacaksın.' düşüncesini benimsemişti.
Yanlış anlaşıma olmasın. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.' düşüncesine sahip değildi.
Birinin hakkı yendiği anda, o kişinin hakkını yiyenin üzerine karabasan gibi inerdi. Yer altında da lakabının Karabasan olmasını buna borçluydu.
Sedat bey ne kadar oğlunu farklı bir düşünce ile yetiştirmeye çalışmış olsa bile oğlunun böyle olması ile gurur duyuyordu 'İyi ki beni dinlememiş.' diyordu.
Karısını kaybettiği zaman bir süre çok kötü biri olsa da sonradan yavaş yavaş karısı ölmeden önceki haline gelmişti.
Tabi gelmeden önce de oğluna bir çok kötü olma ile ilgili öğüt vermişti.
Baran babası ile karşılıklı yemek yiyorken Sedat bey konuya nasıl gireceğini düşünüyordu.
Hafif bir şekilde öksürüp elindeki çatalı tabağının kenarına koydu. Baran ona bakınca "Oğlum tek yaşamak zordur. Yeni bir hayat dedin o zaman evlilik konusunu düşünebilir miyiz?"
Baran elindeki çatalı sert bir şekilde masaya bırakıp "Baba son kez söylüyorum. Ben Alev Atalı ile evlenmem!"
Sedat bey itiraz ederek "Hayatına ondan başka birini alamazsın Baran! Atalı ailesinin tek kızı Alev, bize başka hiç kimse kız vermez. Kimse kızının canını ortaya koymaz!"
Baran sert sesi ile "Kimse vermiyorsa onlar neden veriyor? Bunu bir düşün! Bu konuyu açacaksan da bir daha beni evine çağırma."
Baran kapıyı sert bir şekilde kapatarak arabasına binip hızla oradan uzaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNENLERİN ÖTESİNDE AŞK! [TAMAMLANDI]
Teen Fiction"Yuvayı dişi kuş yapar." derler ya bu hikaye için bu geçerli değil. Onların yuvasını erkek kuş yaptı. °°°°°°°°° Adamın aşkı her gecen gün artarken, kıza zarar vermekten korktuğu için kendinden uzak tutuyor. Herkes adamdan korkarken, adam kızın karşı...