Merhabalaaaaar! Öncelikle hepinizin yeni yılı kutlu olsuuuuun! 2015 umarım sizin yılınız oluuur! Şimdi aranızda bu kız neden bunu şimdiden yazıyr daha beş gün diyenler vardır eminim :D şimdi sebebini açıklayayım, çarşamba günü benim yazılılarım başıyor ve ayın 14 üne kadar devam edecek. Yani sizi 2015'e kadar göremeyebilirim (umarım biri seneye görüşürüz esprisi yapmaz :((((( ) bu yüzden ben şimdi kutlamak istedim aşkolar <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 hikayeyi bıraktığımı düşünmeyin sadece yazılı haftası :(((((((( neyse ben yine burayı uzattım, iyi okumalaaaar! YORUMLARINIZI LÜTFEN ESİRGEMEYİN. LÜTFEN.
@misstrouble13 : Tutkuuu <3 <3 canısı sen birinci kitaptan beri varsın <3 <3 sen muhteşemsin ya, her bölüme yorum yapman ayrı zaten <3 Passion'ın gelmesi için sabırsızlanıyorsundur :D ama yakında gelecek <3 _ <3 bu bölüm senin olsun, hiç bitmeyen desteğin ve yorumların şerefine <3
Hatırlatma:
''Harry?'' dedim ve kapıya yetiştim.
''Efendim?'' dedi ve bana döndü.
''Nasıl hissediyorsun? Yani ayağın nasıl?'' dedim.
''Daha iyi. Yarın iyi hissetmezsem doktor çağıracağım. Aklın bende kalmasın.'' dedi ve gülümsedi.
Pekala, şimdi asıl soruya gelelim. Bana karşı bu kadar iyi konuşurken Alisa'ya niye bu kadar soğuk davranmıştı?
''Bu arada,'' dedi ve bana döndü. ''Alisa'ya da iyi olduğumu söyle.'' dedi.
''Tamam.'' dedim ve gülümsememi bastırmaya çalıştım. Alisa buna sevinecekti.
------------------------------
Herkes gittiğinde sadece ben, Zayn ve Alisa kalmıştık. Alisa biraz hava almak istediğini söyleyip evde bizi yalnız bırakmıştı. Benle Zayn ise birlikte pizza kutularını ve çöpleri topluyorduk.
İçimde beni yiyip bitiren vicdan azabı vardı. Zayn'le bu konuyu konuşup hemen kapatmalıydık. Ben ondan bir şeyler saklamak istemiyordum. Pizza kutularını büyük çöp poşetine koyduktan sonra doğruldum ve saçlarımı kulaklarımın arkasına attım. Ardından ellerimi arka cebime koydum ve verdiğim derin bir nefesin ardından tüm cesaretimi toplayıp ona seslendim.
''Zayn?'' dedim.
Elindeki plastik bardakları birbirinin içine koymuştu ve çöp poşetine atıyordu. Ona seslendikten sonra o da doğruldu ve bana baktı.
''Efendim?'' dedi yorgunlukla inlerken. Çok yorulmuştu ve size bir sır vereyim mi? Bu haliyle bile fazlasıyla çekiciydi.
''Konuşmamız gerek.'' dedim ve gözlerimi kaçırmamaya çalıştım. Ama beceremiyordum, gözlerine bakmakta zorlanıyordum. Scott'la barıştığımı ondan sakladığım için kendimden utanıyordum.
''Bir şey mi oldu?'' dedi endişeyle. Onun bu hali içimi ısıtmıştı. Yorgunken birdenbire benim için endişeye bürünmesi içimi ısıtımıştı. Birkaç adımda bana yaklaştı ve yüzümü avuçlarının arasına aldı. Yanaklarımın üzerindeki ellerini tuttum.
''Hayır, hayır. Endişelenme. Ben iyiyim. Bu Stefanie ve Scott hakkında.'' dedim.
''Bak, bunu onayladığımı söyleyemem.'' dedi ve dudaklarını ıslatarak bütün dikkatimin dudaklarına kaymasına sebep oldu. ''Scott seni arkadaş olarak görmüyor, bunu her halinden anlayabiliyorum. Onun senin etrafında olmasını istediğimi söyleyemem. Mümkünse seninle aynı şehirde bile olmasın. Ama bugün bir şey söylemek istemedim. Her ne kadar onu evimizde istemesem de.'' dedi ve gözlerini devirdi. ''Bu senin suçun değildi. Onlar geldiler.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
They Don't Know About Us ' 2 '
FanfictionBizi ayıran bir sözdü. Bir araya getiren intikam. Kavuşmamızı sağlayan ise inanç, umut ve direnişti. Yaşanan hiçbir acı boşuna yaşanmadı, söylenen hiçbir söz boşuna söylenmedi. Ve onun da her zaman söylediği gibi gerçek aşk kazandı. Peki her şey bu...