New York'da karanlık bir gece vaktiydi. Kimsenin olmadığı ıssız bir bölgede, ne olduğu tahmin edilemeyen sesler geliyordu. Mekanik robot sesleri, kanat çırpış sesleri. Bir çok değişik ses aynı anda gelirken, o seslerden kaçan iki kişi vardı aslında. Bir erkek ve bir kız.
Ara sokakları teker teker geçerek kaçmaya çalışıyorlardı. Erkeğin aklında tek bir şey vardı, yanındaki sevgilisini korumak. Kızın aklında tek bir şey vardı, sevgilisine bir şey olmasın.
Arkalarındaki düşman sayısını saymaları mümkün değildi çünkü kaçıyorlardı. Çocuk, yağmur altında küçük su birinkintilerine, hiç umursamadan basıyordu. Yağmur damlaları ve teri karışmıştı suratındaki.
Kız ise çocuktan daha yavaş koşuyordu ama yine de zor da olsa yetişiyordu. Yetişmesi için her ne kadar çocuğun onun kolundan tutup sürüklemesi gerekiyor olsa da, en azından kaçabiliyorlardı. İkisi bütün canlarını ortaya koymuş kaçarken, arada konuşmalar başladı.
"Chris, Ağlarını kullansana. Bizi buradan çıkarabilirsin."
Çocuk da bunu düşünmüştü fakat güçleri elinden alındığı için bir süreliğine. Bunu yapması mümkün değildi, "Bunu yapamam Alex, güçlerim şu anlık bizimle değil. Başka bir yol bulmamız gerek."
Önlerine çıkan çöp kutusunu görünce, Chris, Alex'i kucağına aldı ve havada takla atarak çöp kutusunu aştı. Ardından kızı kucağından indirmeden koşmaya başladı. Kız, kafasını Chris'in omzuna koymuş arkalarına bakıyordu. Hala onları kovalan tehlikeli düşmanlar vardı. Alex, kendisinden daha çok sevgilisini düşünüyordu, aynı şey Chris için de geçerliydi.
"Chris ya sana bir şey olursa?" Kız bunu sormadan duramıyordu. Çocuk, güçleri olmadığı için kısa süreli kaçışta nefes nefese kalmıştı, yine de hala kaçıyordu, "Alex, bize, özellikle de sana bir şey olmayacak. Ama kendim için garanti veremem.
Kız bunu duyunca içine bir korku girdi, bir anlığına sevgilisini yerde ölü yatarken hayal etti. Bu hiç hoş değildi. Kız, içindeki korkunun esiri olmuşken konuşmaya çalışıyordu, "Ama... Ama sen bir kahramansın. Bunun içinden çıkabilirsin."
Chris, hala koşmaya devam ederken, sonunda aklına bir fikir geldi ve dümdüz giden ara sokaklardan sağa saptı ve gördüğü ilk çöp konteynerinin yanına, karanlığın içine kız ile beraber saklandı. Arkalarından gelenler, kısa bir süreliğine onu gözden kaçırmıştı ve Chris'de o kısa süreyi kullanarak sağa sapıp saklanmıştı.
Adamlar onun nerede olduğunu göremeyince şaşırdılar ve aralarında konuşmaya başladılar, "Spider Boy nerede? Onun burada olması gerekmiyor mu?" Diğeri ona karşı çıktı, " Az önce gözümüzün önündeydi. Peki şimdi nerede? Onu bulmamız lazım." En sonunda, zeki olan biri onların aklını karıştırdı, "Ya hala düz gidiyorsa. Bence onun arkasından gitmemiz lazım."
Dördü, bunu düşününce bir şey demeden kovalamaya devam etti. Alex, Chris'in göğsüne koymuş kafasını dinleniyordu. Chris'de konteynere kafasını yaslamış soluklanıyordu. Hiç bir güç olmadan ölümüne koşmak onu fena yormuştu. Nefes alıp verirken göğsünün inip kalktığı ciddi bir şekilde belli oluyordu.
İkisi dinlenirken konuşmaya tekrar girdiler. Chris, kızı sakinleştirmeye çalıştı, elini kızın saçına geçirdi ve okşamaya başladı. Fısıldayarak, "Alex, her şey geçecek. Bütün bunlar bittikten sonra, beraber çok mutlu olacağız. İnan bana." Alex, kafasını daha mutlu hayallere vermesi gerektiğini düşündü. Chris'in öldüğü değil, ikisinin beraber çok mutlu olduğu hayalleri kurmaya başladı.
İkisi yağmur altında ıslanarak dinlenirken, Chris yapması gerekeni yaptı, "Alex, sen burada kal." Ayağa kalkan çocuğu kız durdurdu, "Nereye gidiyorsun? Onlarla yüzleşmeye mi? Hayır güçlerin hala aktif değil, onlarla karşılaşman mümkün değil." Alex, çocuğun yüzüne baktı ve olabilecek en acılı şekilde, "Gitme," dedi. Chris, onun masum yüzüne baktı, "Gitmek zorundayım Alex, sen buradan kalkma."
Kız, çocuğun koşup ondan uzaklaşırken elini uzattı. Onun gitmemesini istiyordu ama o çoktan gitmişti. Alex'de yapacak bir şeyi olmadığı için orada durmaya devam etti.
Chris, tekrar o kaçtıkları düz yola geldi, ileriye doğru bağırdı, "HEY!" Bunu duyan kötü adamlar, kafalarını çevirdi, geriye bakınca Chris'i onlara doğru el sallarken gördüler. Hepsi birden, hiç bir şey demeden direk saldırdı Chris'in üstüne.
Chris orada intihar mı etmeye çalışmıştı? Yoksa gerçekten bir fikri mi vardı? Kendisi de onu bilmiyordu? Dört kötü adam onun peşinden gelirken, o geçmişi hatırladı bir an. Hayatı, kısa bir süre önceden başladı ve film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti. Bir kaç hafta öncesinde sıradan bir öğrenci iken, şimdi ölümcül kötü adamlar ile kimsenin olmadığı bir yerde sevgilisini korumak uğruna dövüşen bir çocuktu.
Bir çocuğun hayatı bir kaç hafta içinde ne kadar değişebilirdi ki?
İşte bu da cevabı.
---------------
Merhaba arkadaşlar, yeniden düzenlenmiş ilk bölüme hoş geldiniz. Bunun iki yıl önceki halini görmek bile istemiyorum artık o kadar berbatmış. Yorum gelmemesine şaşırmamalı. Neyse, ben bütün bölümleri baştan yazacağım. Artık bu hikayenin de kalitesini bir adım üste çıkarmış olurum değil mi? Bu saatden sonra okuyacak olmasa bile, bütün kitaplarım belli bir kalitenin üstünde olmalı bence. Sonraki bölümlerde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın, hoşça kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spider-Boy | İntikam Adalettir
Fanfiction"Kahramanlar yükselmeden düşer..." Spider Man denilen kahraman doksanlı yılların sonlarında öldü. Yinede ölmesi onu unutulmasını sağlamamıştı. Halk hala onu çok seviyor, onu akıllarından çıkarmıyorlardı. Bütün herkesin bu kadar sevdiği bir kahramanı...