/KISA HİKAYE/
Sigarasından bir nefes bahşederken ciğerlerine sevdiği kızın başını omzuna koydu...
/Ellerin ellerime değmedikçe öyle uzağım ki sana,
Kokunu hapsettiğim ciğerlerim özlemle seni beklemede
Gel artık, ne olursa bırakmam artık seni
çünkü g...
*Sende yok oluyorum. Mutsuzluğumda boğuluyorum. Hala yoksun (?)*
/Arın'dan/
Açılan gözlerimin ilk odak noktası, kolumda takılı olan serumdu. Kolumda küçük bir acı birikti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yanında Rüzgar vardı. Neden sadece o vardı? Yiğit neredeydi?
"Çok korkuttun beni..." dedi Rüzgar, bana endişeyle bakarak.
Böyle bakma. Çünkü ben anlamak istediğimi anlıyorum ve bu hiç adil değil...
Böyle bakma. Çünkü biz anlamak istediğimizi anlıyoruz ve bu hiç adil değil...
"Yiğit nerede?" dediğimde mesafeli sesimle. Sesimdeki soğukluk, onu yüzünde acı bir tebessüm olmuştu.
"Onun bir işi var. Evde. Serumun bitince eve geçelim." onu başımla onayladım.
"Sen... İyi misin?" dedi, ben sessizliğimi korurken. "Kötü olmam için bir sebep mi var?" dedim kesinlikle samimi olmadığını ikimizin de bildiği bir gülümsemeyle.
Aptalın tekiydim.
Aptalın tekiydik.
"Arın, salak mısın ya da salak numarası mı yapıyorsun?!" cevap vermeyişim, onu bir nebze daha sinirlendirdi...
"Seni ne ilgilendirir ki?!" sonunda sinirlenmiştim işte! "Çok mu umurunda? Eğer adamlar beni bırakmasaydı öldüğümü uzun bir süre fark etmezdiniz bile!"
Rüzgar sustu. İşte şu an susması, beni bir defa daha öldürmüştü.
Demek haklıydım. Ölsem, bir süre fark etmezlerdi...
Her zamanki gibi ne bekliyordum ki? Beklentiler insana yalnızca aptallık katardı!
"Rüzgar..." dedim ona dönerek gözyaşlarımın arasından. Ağladığımı fark edince şaşkınlıkla bana bakmayı sürdürdü.
"Ben Fransa'ya gideceğim 2 aylığına..." dedim.
Aslında öyle bir kararım yoktu. Bir konferansa katılmam teklif edilmişti ancak reddetmiştim. Fikrimi değiştirme ihtimalim vardır diye düşünerek bana iletişim numarası bırakmışlardı.
Rüzgar, konuşacağı sırada hemşire odama gelip bitmiş olan serumumu çıkardı. "Geçmiş olsun." deyişini "Sağ olun." diye mırıldanışımla karşıladıktan sonra yataktan kalktım. Rüzgar'ın bana uzattığı hırkayı giydim.