0.4

8 3 0
                                    

Atlasın bu mesajına görüldü attım. Gerçekten geçen 2 hafta boyunca ne yapmıştım da Atlasla konuşmamıştım.
Cevap vereyim hiç. Hiç bir şey yapmamıştım.
Sadece böyle saçma bir şeyi neden yaptığımı onunla neden arkadaş olmayı kabul ettiğimi düşünmüştüm.

Hayatıma kimseyi almak istemiyordum aslında. Özellikle de babamın gidişinden sonra. Birine bağlanmaktan çok ama çok korkuyordum. Sonra beni terk etmesinden.

Ama Atlas kafamı karıştırıyordu. Nalet olsun şu ülkede binlerce psikolog dururken annem nerden bulmuştu Atlası.
Ona bağlanmak istemememin bir diğer sebebi babama benziyor oluşuydu.
Babamın da çok güzel mavi gözleri vardı.
Babamın da Atlasın ki kadar büyük olmasada küçük ama güzel gamzeleri vardı.

Ona her baktığımda ağlama isteği duyuyordum. Ve nalet olası aptal kafam onunla arkadaş olmayı kabul etmişti.

Daha fazla bu konuyu düşünmek istemediğimden dışarı çıkmaya karar verdim.

Arabama bindim ve nereye gideceğimi bile bilmeden öylece arabayı sürmeye başladım.
Babamın yanına dün gittiğim için bugün de gidip daha kötü olmak istemiyordum. Sahile gidip biraz nefes almak istediğime karar verdim.

Yolda ilerlerken bi arabanın benu takip ettiğini fark ettim. Bi kaç manevra yaptım. Ama araç durmuyordu. Yaklaşık 10-15 dakika kovalamaca devam etti. Sonra tek tük arabanın olduğu bir bir yere geldik. Çok korkuyordum. Kimdi ki bu adam? Ne istiyordu benden?

Arabadan indi bütün heybetiyle. Sarı saçlarını gördüm ilk önce sonra gözlüğünü çıkarınca gördüm mavilerini. Aklımı kaçırmak üzereydim. Bu adam kafayı falan mı yemişti? Yok yok kesin öyleydi. Manyak!

"Ne yaptığını zannediyorsun sen! Ne kadar korktum haberin varmı aptal adam!"

"Güzelim öncelikle sakin ol. Korkutmak istememiştim. Sen olduğunu anlayınca peşine takılmak istedim sadece."

"Sen olduğunu belli edebilirdin. Çok korktum." Bu sözler son sözlerim oldu.
Hıçkırarak ağlamaya başlamıştım çünkü.
Gözyaşlarım dur durak bilmeden yanaklarımdan süzülüp gidiyordu.

Atlas şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.
Ne söylemesi ne yapması gerektiğini bilmiyor gibiydi. Benim ağlamamın durmaması üzerine kendini toparlayıp yanıma geldi. Sonra hiç beklemediğim bir şey yaptı. Sımsıkı sarıldı. Sanki bir yere gidecekmişim gibi.

Saçlarıma minik minik öpücükler konduruyordu. Aynı zamanda özürlerini sessizce sadece benim duyacağım şekilde dile geriyordu.

"Özür dilerim güzelim " Bir öpücük kondurdu saçlarıma.
"Affet beni" Bir öpücük daha.

Sesi pürüzlü bir şekilde geliyordu. Sanki o da ağlıyor gibiydi. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gerçekten ağladığını gördüm.
Şok oldum. Ağlamasını gerekmiyordu ki.
Anlam veremedim.

Atlas neden ağlıyorsun?

Uzun bir süre sonra yeni bölüm geldii.
Bunun için okuyucularımdan özür dilerim. Hikayeyi kafamda tam oluşturmaya çalışıyordum.
Bir bölüm daha atacağım birazdan.

Sizleri seviyorum💜

HER ŞEYE RAĞMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin