Hayat... Kimimizin hayatı pişmanlıklarla doludur kimimizinki de neşe ile. Desem çok yanlış konuşmuş olurum değil mi?
Çünkü sırf neşe ile dolu bir hayatı yoktur kimsenin illaki bir kusur vardır bu kimi zaman pişmanlıktır kimi zamansa hata.
Hatta bazılarımız hatalarımızdan ders çıkararak ayakta durur.
Ben mi? Ben hatalarımla gurur duyarım genelde, çünkü yaptığım hatayı isteyerek yapmışımdır.Gerçi istemeyerek yaptığım hatalarımda vardır tabi, o zamanlarda bende genelde ders çıkaranlarımız dan olmuşumdur.
Ben Elis Kaya bende böyle bir kızım işte.
Kulağımın kanamasına ramak kala çalan alarmı'mı kapata bilmiştim, dün gece müzik dinlerken uyuya kalmıştım anlaşılan kulaklığımı da çıkarmamışım harika,Umarım sağır olmamışımdır!
"Eliiis"birden kapı açıldı ve zaten kaçan uykum bir daha geri gelmemek üzere beni terk etti, Yüzüme kızdığımı belli eden bir ifade yerleştirerek yattığım sıcacık Trabzon'un o güzel yeni doğmaya başlayan güneşinin vurduğu yatağımdan doğruldum ve "Deli misin kızım sen? Öyle birlanbir girme diye kaç defa söylemem gerekiyor acaba sana." genelde bunu yapar kendisi Mina Bal benim en yakın arkadaşımdır hatta kardeşim bile diyebilirim.
Mina ellerini beline koyarak benim yanıma oturdu ve "Ohoo sen daha kalkmamış'sın bile kızım geç kalacağız yine bak bu sefer elinde kalacağız hocanın." Umursamadığımı belli eden bir ifade takındım ve "Amaan sanki hiç kalmadık ayrıca seni kim aldı eve ya sabahları alma demiştim ben sultanıma." Dedim yüzümü buruşturarak.
Mina pis, pis sırıtarak "Galiba sultanın sana ihanet etti ha?" dedi ve hemen ardından dudaklarını büzüp "Ayrıca kırıyorsun kalbimi ona göre."
Ben onun bu duygu geçişini şaşkınlıkla izlerken bir anda kalkıp kolumdan tutarak beni de kaldırdı ve banyoya soktu "Şimdi yüzünü yıkıyorsun ve üstünü giyiniyorsun bende o sırada bir Ecrin sultana bakıyorum kapiş?"
Bu kızın bu hallerine hayran kalıyordum doğrusu, bir anda ruh halini şekilde şekle sokabiliyordu.
"Başka emriniz?" dedim yüzümü buruşturup kollarımı göğsümün üstünde dolayarak, düşünüyormuş gibi yapıp işaret parmağını çenesine koyarak "Şu anlık yok." Dedi ve gülerek yanağımı sıktı.Ardından"Hadi,hadi oyalanma bekliyorum bak." Dedikten sonra az önce sıktığı yanağımı öptü ve arkasında şaşkın bir ben bırakarak gitti.
Mina benim altı senelik arkadaşım olduğu halde hala bazı hareketlerine böyle şaşa kalıyordum doğrusu.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstüme siyah bir kot pantolon ve üzerine mor renk olan kısa kollu okul formasını giydim.Kürek kemiğimin yaklaşık iki karış altına kadar uzanan kahve rengi saçımı at kuyruğu modelinde yaptıktan sonra üzerime siyah bir kapüşonlu Sweatshirt aldım ve tam odamdan çıkmak üzereydim ki telefonumu unuttuğumu fark ettim ve telefonum ile birlikte kulaklığımı alarak çantama attıktan sonra odamdan çıktım.
Kapımı açtığım anda burnuma gelen nefis kuymak kokusu ile kendimi hemen mutfağa attım evimiz küçük tek katlı bir evdi ama annem ile bana yetiyordu zaten.
Mutfağa girdiğimde Annem ile Minayı sohbet ederken buldum, daha doğrusu Annem Mina'ya her zaman ki gibi nasihat veriyordu klasik Ecrin Kaya arkadaşlarımla konuşurken araya girip nasihat verir, ben bunalırım ama genelde arkadaşlarım severler Annemin bu hallerini, araya girdim ve kollarımı birbirine dolayarak Mina'ya "Hani biz geç kalıyorduk süslü" dedim, Mina benimle kıyasladığımızda biraz daha süslü bir kızdı bende bu yüzden arada süslü diye hitap ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKSİJEN
Teen FictionMerak ettiğiniz bir sokağın sizin hayatınıza girmesini size en iyi gelecek şeyi getirmesini ister miydiniz? Onca şey yaşadıktan sonra size iyi gelecek şeyin bir sokakta sizi bulması garip olmaz mıydı sizce de?