Acılar Ve Sorular

176 45 316
                                    

Bayram hediyeniz olsun mu ?

Hediyeye göre biraz hüzünlü ama kitap ile ilgili aklınızdaki bazı sorulara cevap bulabileceğiniz bir bölüm ile tekrardan merhaba ;) 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn !!! 

--

"Asi melek ben seninle gerektiği yerde düşmeye gerektiği yerde kalkmaya gerektiği yerde ise sana güç vermeye ve seninle intikam almaya varım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Asi melek ben seninle gerektiği yerde düşmeye gerektiği yerde kalkmaya gerektiği yerde ise sana güç vermeye ve seninle intikam almaya varım. Peki ya sen Elis Taşçı benim Asi meleğim olmaya var mısın?" 

Çokta uzun sürmeyen ama bolca huzur bulunan yürüyüşümüzün sonunda gelmiştik adamları yakalayacakları yere ama etrafta kimse yoktu korkmaya başlamıştım açıkçası, çünkü silah sesini duymuştuk sonuçta.

Ama sonra hurda arabanın içine giren o iki çocuğu gördüm ellerinde bardak vardı ve bir şeyler konuşuyorlardı bizi görünce "Elis ve Mina?" dediler soru sorar gibi bende kafamı olumlu anlamda salladım.

Çocukların bir tanesi sarışındı birisinin de kumral saçları vardı. Kumral saçlı olan çocuk kafasıyla Baran'ın arabasını gösterdi ve "Arabadalar sizi bekliyorlar üşümeyin isterseniz hemen geçin içeri." Dedi, bende hafif bir tebessüm edip "Teşekkürler bu arada o araba girmek zor olmuştur, birde duman altında falan kaldınız." Dedim. 

Acaba neden bunu söyleme gereksinimi duymuştum? Cidden galiba biraz etkilemişti bu olay beni deliriyor falandım herhalde! 

Çocuk kafasıyla eyvallah işareti yaptı ve "Ne demek siz iyiyseniz hiç sıkıntı yok zaten yengemizin ihtiyacına koşmayacağız da kimin ihtiyacına koşacağız." Dedi.

Az önce 'yengemizin' mi demişti o? Belki de ben yanlış duymuştum malum bu aralar akli dengem bozulduğu için her şeyi bekliyordum kendimden.

Tek kaşımı kaldırdım ve "Yengemiz mi? Yalnız siz beni galiba Ayça ile karıştırdınız çünkü Baran sadece benim arkadaşım." Dedim.

Kumral çocuk güldü ve "Yok zaten biz Atakan'dan bahsediyorduk." Deyince bana otomatikman gelmeye başladılar kaşım seğirmeye başlamıştı.

 Aslında bana yenge demelerine kızmamıştım sadece iki yıldır hayatıma birisini almıyordum ve almaya da niyetim yoktu açıkçası iki yıl önce yaşadığım bir olaydan sonra bir daha aşk denen şeyin bir anlam ifade ettiğini düşünmemeye başlamış ve aşktan nefret etmiştim.

Bu yüzden o olaydan sonra ne birinin bana takılmasını nede laf çakmasını kaldıramıyordum açıkçası.

Mina benim kötü olmaya başladığımı anlayınca çocuklara "Siz yanlış anlamışsınız beyler Atakan ile Elis arasında öyle bildiğiniz gibi bir şey yok." Dedi, ben daha fazla duymak istemediğimden biraz uzaklaştım tekrar yürüdüğümüz yere doğru.

OKSİJENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin