Merhaba canlarım :)
Buraya bölümü okumaya başladığınız saati yazarsanız çok memnun olurum...
Geriye kalan derslerin yarısını uyuyarak geçirmiştim yani dışarıdan uyuyor gibi gözüksem de sadece gözlerimi kapatıp bazı olanları düşünüyordum.
Yaklaşık iki dakika önce çalan zil ile birlikte son dersinde bitmiş olduğu anlaşıldı, Mina ve Aybars'da dahil herkes toparlanmaya başladı benimde toparlanmam gerek ama sıraya yapışmış gibiyim adeta yerimden hiç kalkasım yok.
Mina'ya baktığımda onunda benden bir farkı olmadığını anlamış oldum. O da tüm gün uyumuştu ve ikimizde mayışmış öylece duruyorduk, tek fark onun çantasını hazırlamış hazır bir şekilde durması benim ise hala kafamın sırada olaması.
Aybars gülerek "Ne uyudunuz arkadaş siz daha uyuyamazsınız ben söyleyeyim." dedi, ama ben hala kendimi yorgun hissediyordum dün gece ağlayarak uyuduğum dan olsa gerek uyudukça uyuyasım geliyor.
Mina da bana diyor ama onunda benden farkı yok, büyük ihtimalle oda ağlamıştı belli etmemeye çalışsa da anlamıştım. O da kardeşini kaybetmişti bir sene önce.
Anlayacağınız ikimizde çok yorulmuştuk, ikimizinde başına üst üste olaylar gelmişti. Zaten ikimiz de Baba sevgisinden yoksunduk, onunda babası daha on yaşındayken Annesi ile onu bırakıp kaçmıştı
Zaten ikimizin babasının da bize pek bir faydası dokunmamıştı hep annelerimiz çalışıp bizi doyuruyordu.
Şimdi ise ikisinin birlikte yönettiği bir şirket kurmuş çalışıyorlar. İşleri yoğun olduğundan dolayı bir gün Hülya sultan bir gün ise benim Annem kalıyordu şirkette, bizde her gün okuldan çıkışımızda bir gün Mina'lara bir gün Bizim eve gidiyorduk. Anlayacağınız bir oraya bir buraya savruluyorduk.
Bizde her gün bir oraya bir buraya gitmekten bunaldığımız için Mina ile bu işe bir çözüm bulmuştuk. Okulun yakınların da bir bir yurt vardı 'Trabzon Sürmene Çiçek Kız Yurdu' oraya gitmeyi düşünüyorduk.
Hülya sultan ile Annem ilk başta sıcak bakmasalar da sonrasında biz fazla ısrar edince izin vermişlerdi, onlar da bizim evi kiraya verip Minalar da beraber kalacaklarını söylediler bizce de en mantıklısıydı buydu.
Bizde Annem ile beraber yaklaşık bir hafta önce ilanı vermiştik, evimiz merkezde olduğundan oldukça kısa sürede talep gelmişti ki bu Mina ile bizi çok mutlu etti.
Bizde bunun için Annem ve Mina ile evdeki benim ve annemin tüm eşyaları toparlamıştık. Zaten Annem evi kendi eşyaları ile kiralıyordu biz bir tek kendi şahsi eşyalarımızı toparlamıştık o yüzden.
Bir hafta sonra yurda yerleşeceğimiz için bu hafta Mina'nın eşyalarını toparlayacağız bu sebepten dolayı şimdi Minaların evine gidecektik.
Aybars koluma vurarak daldığım düşüncelerden beni çekip alırken "Ohoo bu daha uyanamamış baksana." Derken elini gözümün önünde sallayarak "Dünyadan Elis'e, dünyadan Elis'e kendine gel kızım siz bu kafayla nasıl oda toparlayacaksınız acaba çok merak ediyorum."
Mina başımda dikilirken bir anda koluma vurdu ve "Kızım kalksana ya daha bir sürü işimiz var, valla bırakır giderim seni burada kalırsın öyle bak öcüler yer seni." Dedi öcüler kısmını vurgulayarak ve gözlerini büyüterek söylediğinden acayip komik olmuştu.
Bende korkmuş ifadesi takınarak "Uuu çok korktum annecim sakın bırakma beni." dedim ve hep beraber gülmeye başladık. Ama şaka gibi cidden yerimden gram kıpırdayasım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKSİJEN
Teen FictionMerak ettiğiniz bir sokağın sizin hayatınıza girmesini size en iyi gelecek şeyi getirmesini ister miydiniz? Onca şey yaşadıktan sonra size iyi gelecek şeyin bir sokakta sizi bulması garip olmaz mıydı sizce de?